Quantcast
Channel: atalet'in çöp defterleri
Viewing all 86 articles
Browse latest View live

buduarın tozunu alayım dedim... bu cumartesi kolajını buraya oturttum....

$
0
0


bu haftanın cumartesisine ermiş olmaktan mutluyum..
artık haftada üç gün hastane aşırı biryerde ardarda matbaa şeklinde dizilmiş randevulu hastaya bakmaya alıştım..
onlar da bana..

evin biri devin biri dermiş büyükler..
gördüm ki..
çalışan kadın da dahil tüm kadınlar gerçekten bir devle savaşta gazi oluyorlar..
önce dinledim..
şimdi.. her hastanın elini dizini kasığını ya da ayağını mıncıklarken..
son mıncıkta..
dağınık evler.. sağlıklı kadınlar diyorum..
gülüşerek kapatıyoruz.. muayeneyi.. =)..

bu devirde ve stanbulun göbeğinde..
insanların şanslıyız sizin gibi bir hekime geldik demesi.. önce bir hoşuma gittiyse de..
düşününce acıtıcı..

neyse..
gelelim cumartesinin kolajına..
aslında hep yapıyorum artık ama üç haftadır bura
ya eklemeye fırsatım olmamıştı..
o yüzden ara vermiş görünsem de.. vermedim ..
inanmazsan git feyse bak sayın okur..

geçen cuma ve cumartesi benim için ağrılı sancılı geçti..
24lük düşmüş.. beli ağrımış.. bana muayeneye geldi..
bazı kargaşalardan sonra anladık ki….
belinde minik iki kırığı var..
üstelik evine döndü..
ilaçlarını aldı..
kız arkadaşını aldı ve evine döndü..
sniffff…

anneliğin çorba.. pijama yatak sarılma olduğu günler çok uzakta artık kabul etmeliyim..
üstelik kendime benzeyen br çocukla beraberken..
ikilik çıkarmamam.
kendime yapılmasından hoşlanacağımı yapmam gerek..
ben de.. aldım elime omurga maketini..
anlattım noolmuş nasıl olmuş ne olacak..
riskler.. ve saire..
ve gönderdim..

sonra.. evdeki bir odayı beyazlaştırma çalışmasına katıldım..
çekirdeğin bu evdeki.. üçüncü odası.. bu odadaki.. 3. dekoru..
bu konuda bana çekmiş sanırım daimi bir deişiklik peşinde..
ki bana farketmez..
birincide zatn duvar yıkma örme dahil işler vard sadece renk seçmiştik.. ikincide yine sadece renk değiştirdik..
ikinci de biraz karışmıştı dekor işlerine..
bu sefer.. tamamen ortasında..
dinlemiyor..
sadece isteğine doğru dümdüz yürüyesi var.. da isteği belirsiz..

herkese söylerim şimdi burdan gene söyleyeyim..
bir dekor yapacaksan..
bir çok dekor bakacaksın..
beğendiklerini seçip yanyana koyacaksın..
sonra neden beğendiğini bulacaksın..
dekordaki rengi mi sevdin.. eşyaların tarzı mı ortak..
aksesuarlar mı aynı.. nedir seni o fotoğrafta çeken.. yoksa..
sıraya oda dizer asla istediğine ulaşamazsın..

bu nedenle..çekirdek bir kucak dergi aldı..
ve ilk derginin ediyörün seçtikleri sayfasında takıldı kaldı.. bu dedi.. pul kadar fotoyu gösterip..
güzelmiş..

oda çok güneş alan bir oda..
aydınlık ve göz kamaştırıcı parkalıkta.. iki penceresi var ve biri ayva diğeri armut ağacının içine açılıyor..
iki bölümlü bir oda..
bir taraf yatak ve giyinme.. diğeri okuma yazma izleme çalma alanı..
bu bölüm uzunca bir dikdörtgen .. bir kısa uçta kapı.. diğerinde pencere var.. solda duvar  az..
yatak kısmına geçiş var..

önce odayı beyaza boyadık.. cumartesi ve pazar günü.. boyacı çalıştı..
sonra eşyaları yerlerine çektik..
ve eksiklere baktık..

salondaki iki berjerden birine göz dükmiş..
onu kaptı.. pufuyla beraber..

yere halı alıcaz..
eski halılarını istemiyor çünkü..
tülleri güzel.. yeni de..
ama perdeleri yeni dekorda koyu kalıcak.. perde de almalıyız.. dedik..
baktık saat daha 5 hadi ikeaya dedik..

ikea pazar günü çekirdekle..
haha şaşırmış olmalıyım =)..
çaldığı koltuğun rengi açık uçuk tozlu bir mor..
yatak örtüsü ..
greige..
elimizde bu bilgilerle..
düştük yola..

perdelerde kavga ettik.. almadan ilerledik..
geldik halı kısmına..
ben açık renk daha uygun ama sen temiz tutamıyorsun dedikçe..
o sinirlendi..
sonunda hiç birşey yok diye.. sinirlendi..
sonunda bir kırçıllı fümeli grili ve siyahlı halıda karar kıldı..
ordan lamba bölümüne geldik..
annem dedim bak o berjerin yanında duran beyaz lamba yok gibi.. oysa orası bir yükseklik istiyor..
hayal edemedi.. azcık kavgaştık.. sonra..
tamam dedi..bir büyük siyah başlıklı ayaklı lamba aldık..

ama sanırsın ben ikeada satıştan prim alıyorum..
nasıl bir övme..
nasıl bir.. bak bu “fırçalanmış çelik” senin diğer kapı kulpu aksesuar takı kutusu herşeyine uyar da.. filan şeklinde ..

sonra masa üstü lambası dedi..
onun hımmf bu değil ama olsun bakalım dediğim 70 liralık masa lambasını bıraktırıp..
bak annem hata yapılır ama yapılacaksa ekonomik olsun deyip 19luklara razı ettim..

sonra.. dönüp perdeyi aldık.. benim ilk gösterdiğim olması .. =)
bu arada iki kanat astarlı perde .. hazır dikilmiş.. süperdin ikea..

ordan da az biraz gergin ilerlerken..
bir fotograf gördüm tablolar aksesuarlar bölümünde..
nefis bir halat köprü..
öyle boşluğa uzanıyor..
boşluk mavi yeşil tonlarda flu ama halatın ilk düğümünün pürüzleri bile görünüyor..

bak dedim nasıl ferahlatıcı…
yakından bakmaya gidince..
kendisine 2 metreye 2 kırklık bir poster seçmiş olarak geldi bizimki..
çekirdeğim huysuzum..
senin odanın pencerelerinde var zaten bu görüntü dediysem de..
ııh..

onu da aldık madem..
bir ağacın yaprakları arasından sızan gün ışığı aldığımız..

geldik eve..
halıyı serdik..
dolap içi kutuları yerleştirdik..
böylece benden çaldığı yılbaşı süslerimin kutusunu geri alabildim de ben de çam ağacımı kaldırabildim..

sonra dedim ki..

sen tek bir pul kadar fotoya baktın..
yerdeki halıyla..
yatağın üzerindeki örtünün renk uyumuna.. ve bunu istiyorum dedin..
onu aradın.. işin ondan zorlaştı..
üstelik bunların hepsini.. bugün şimdi hemen istiyorum dedin..
dediğimde..
yüzünde beliren gülümseme..
utangaç bakış herşeye değerdi..

kolajdaki fotolar..
aslında yazmaya bu yazdıklarımdan daha çok değecek şeyler..
ama bunlar çıktı klavyeden..
kimbilir belki akşam onları yazarım..
belli mi olur.. =9


yazar: 
nerdeeee eve gelip odamızı istedikleri renge boyamış üstelik eşyasını da seçip yerleştirmiş saime hanım ve cemal beye bir de teşekkür ettiğimiz günler diyen.. 
Image Hosted by ImageShack.us

saime hanım usulu patates kalyesi bildiğin kalye aslında.. ve sebze çorbası.. ve çekirdek ve bir pazar günü..

$
0
0
sabah sandviçle geçirdi çekirdek..
sandviçi ben yaptım..
iki dilim çok tahıllı ekmek arasına..
diyet peynir salam çıtır çıtır ince dilimlenmiş  salatalık..
 ve kıvırcık yaprağı.. o da çıtır çıtır.. 
yanına da portakal suyu..

bi süre sonra..
sandviçi hazırlarken ben kahvaltı etmemiştim çünkü ..
acıktım..
 ve tavada tost yaptım kendime.. önce reddeden çekirdek..
kokudan olsa gerek ondan da istedi..

sornra ben kitap kapladım kitaplık düzelttim.. 
o test çözdü ders çalıştı..
derken benim işim bitti.. kahve konyak derken o da duşa girdi ve kuaföre gitti..
iki öğün hamur yedirdim çocuğuma..
akşam iyi ve hafif beslenmek gerekiyor o zaman..
erken bir akşam yemeği çorba yapayım dedim..

ama hiç malzeme yok..
 üstelik dışarı çıkasım da yok..
bir soğan soydum o kadar..
kaldı elide soğan kursağımda heves..  
sonra aklıma geldi..
çorba için karışık kurutulmuş sebze almıştım migrosun organik reyonunda..
onları ıslattım.. sonra haşladım ve azcık tereyağı azcık zeytinyağı  ve un  ile miyane (meyane) yaptım...



elimde bir soyulmuş soğan kaldı..
derken aklıma..
saime hanımın patates kalyesi düştü..

neyse ki patates vardı evde..
saime hanım sade pişirirdi uğraştırmayacak doğru pişmiş ve lezzetli yemekler sultanı idi..

hemen soğanı kabaca doğradım..
zeytinyağı ve bir avuç su ( yağı çekmesin soğanlar) 
 ile bi çimdik tuz (suyunu salsın soğanlar) ekleyip altını kısıp oturttum tencereyi kapağı kapalı olarak..

o arada soydum patatesleri..

patates alırken hep aynı şekil ve boyda olanları secerim.. oval ve orta boy..
soyduğumda bir grup anaokulu çocuğu gibiydiler neşeli ..
onları halka halka kestim.. küçük parmağım kalınlığında dilimlerim oldu..
suya koydum yine biraz tuz ekleyerek..

o arada soğanlarım helmelenmiş.. nefis bir koku çıkmaya başlamıştı..
şeffaf ve berraktılar..
hemen kıymayı ekledim.. hem de buzluktan aldığım tuğla şeklinde..
kapak kapalı olarak ara ara tuğlayı çevirerek..
sonunda bütün tuğla çözülünce.. etin suyu .. soğanın suyu hepsi uçana dek..
piştiler.. artık orta ateşte idiler..
soğanın kokusu ve tadı kymaya iyice işledi..
ve şimdi bir tane ufak kutu  domates püresi ekleme zamanıydı..
ben.. salça sevmem kullanmam..
domates püresi tam bana göre o yüzden..
bir kesme şeker..
bunu eklerken hep domatesin ekşiliğini almak için derdi.. saime hanım ..
onlar da kaynama haline gelince kaynar su ekledim üzerine ve sonra patateseri muntazam dizdim.. 
suyu sonradan koyunca patateslerin üzerine bulaşıyor kıyma.. 
şık olmuyor..
sonra hiç açmadan kapağı..
ve hiç karıştırmadan..
arada bir bıçağın ucunu en üstteki patatese saplayarak kontrol ettim piştiler mi diye..
bıçak rahatça girince..
kapadım altını da kapağı da..

meyanemi biraz sütle sonra da haşlanmış sebzelerin suyuyla pişirdim biraz sonra çorbaya karıştırdım..
bir taşım kaynayınca onu da kapadım..


kalyenin yanına cacık gider dedim..
yoğurdu bir porselen çanağa aldım..
tel çırpıcı ile çırptım..
bir tutam tuz..
biraz süt ekledim..
sonra iri rendelediğim salatalıkları ekledim..
suyunu sonra ekliyorum..
herkes aynı kıvamda sevmez ben mesela.. koyuca severim.. diğerleri suluca..

çekirdek o arada kuaföre gitmişti.
beni mutfakta görünce kola alıyim diyerek..


tevenin karşısına iki kişilik bir sofra kurdum..
ve çok keyifle saime hanımdan yemek pişirmekten 
pratikten.. zamandan.. benim çekirdek için bir yemek defteri hazırlamamdan..
ama doktor yazısıyla yazmamamdan ..
lezzetten ve özenden söz ederek yedik..

pese: bu kurutulmuş sebzeleri çok beğendim ben.. kolayca hazırlanıyor .. üzerinde gerçi unlu meyane tarifi veriyor ama bence..
bir avuç bulgur eklenir ve yoğutla yoğunlaştırılırsa da çok lezzetli olur.. 
azcık tavuk suyu ike duru bir konsome olarak da..

Image Hosted by ImageShack.us

çukulata topları.. truffeler trüfler.. gündemi balla kaplamak..

$
0
0

beklersek daha çok bekleyeceğiz.. 
ağız tadı için..

o yüzden yether diye çığırıyorum ve ..
truffe tarifi veriyorum..

evdeki tüm kalıntı çukulatalar..
beğenilmemiş tırtıklanmışlar..
kalmışlar yenmemişler.. 
olmadı marketten alıverin ..

450 grama..
1 karton kutu.. krem şantiy diye bize yutturulan krem fraiche..  bildiğin çiğ krema..

he bu arada ben gerçekten şekil şekil çukulata kullandım arasında fındıklı pralinler bile vardı..
bir tane bütün bitter çukulata vardı market tipi.. 100 gramlık kare olanlardan..

bunları cam bir kaba koyun..
büyük parçaları kırın da koyun..
bir tencereyi azcık suyla doldurun..
cam kabı o tencerenin tepesine oturtun..
tencerenin kapağını da üzerine kapatın..

su kaynarken çukulatayı eritecek..
ya da aynı şeyi.. mikrodalgada yapın..
ama asla çukulataları doğrudan ateş üzerine koymayın..
eriyince.. spatula kaşık bişeyle karıştırın.. ve üzerine taze kremayı ekleyin..
çukulatanın tam miktarını bilmiyorsanız ..
azcık azcık ekleyin..


iyice karıştırın..
çok sulu olmasın ne gibi..
hmm.. evet kek karışımı gibi.. olsun..
içine likör katın.. 
isterseniz rom brandy viski katın..
ben mesela vanilya özünden katıyorum.

sonraaa..
buzdolabına koyun..
çıkardığınızda sertleşmiş olacak..

ama eski halinde olmayacak..
donmayacak yani tıkıt tıkır olmayacak..

sonraa..
bir tabağa yayın kakaoyu..
top yapıp yuvarlayın kakaoda..
aynen top köfteleri unda yuvarlar gibi..
eh elbet ellere biraz bulaşacak..
sonrasında ellerde bir güzelleşme oluyor..
kako yağı iyi gelir cilde..
süper titizim eldiven giyerim derseniz giyin..
ben sadece ellerimi yıkadın..
azcık kakaoya bulayabilirsiniz ellerinizi erimesin çukulata diye..
ama her şekilde eriyip biraz bulaşıyor.. ben o yüzden çabalamadım..
hindistan cevizi rendesi de olur.. bak.. 
fındık veya badem incecik çekilmiş halde..
o da olur..
pudra şekeri olmaz..

maksat çukulata toplarının ..
yapışmasını engellemek..
sonra yeyin valla afiyetle..

yok ruh yok biliyom..
annem ruh emiciler gibi ya gündem yazanlar napiim..

bir de ben evde tadilata girdim.. 
bu sefer dış tadilat..
kocaman işler görülüyor evin dışında.. taş döşeniyor duvar boyanıyor.. dur onu da yaziim.. 

ki hayat devam ediyor..
çığlığım olsun bu da..


Image Hosted by ImageShack.us

varakçı geldi hanım..

$
0
0
epeydir elimi denemek istiyordum varak işinde..
ve..
epeydir elimde bir emanet masa vardı..
arkadaşımın annesinin kahve masası
1950lerden kalma bir röprodüksiyon..
röprodüksiyonların da tarihi eserleştiği zamanlardayız evet..
röprodüksiyonlara yeniden yapım denilebilir tabii ama demiycem..

masanın üzeri su almış kaplaması kalkmış.. 
sen bunlarla bişeyler yapıyorsun.. demişti belki masamı kurtarırsın..
geri ver demedi..
senin olsun demedi..
masa durdu kenarda..
kurtarmadım.. 
bahçede kaderine terkedildi kaldı epeyce..
üst kaplaması ölünce yok etmeyi düşünüyordum.. nerdeyse..

çb.. alıp götürmüş marangoza 
hem kötü parlak verniği sildirmiş hem de yeni kaplama yaptırmış..
şaşkın mı az bilmem ama bizim sanmış..
ve masa ham masa olarak geldi..
beni epeyce zımpara işinden kurtarmış oldu..

ev hala alt üst..
ilham için bakınıyorum nette sağa sola..
bir yuvarlak masam var..
tamamen öykülü.. hüzünlü bir gerçek fransız masam var.. 
iki kere kurtardım masayı.. üçüncü şekline ilham aramaktayım..
sonra iki yeni "eski" sehpa geldi.. üstü altı karışık.. öyküsü belirsiz ..
o yüzden bakınıp duruyorum..

bakınırken arkadaşımın masasına ne yapacağımı bildim ..
evini ve eşyalarını yeniledi..
açık uçuk renklere gitti bu sefer..
moderne kaydı biraz da..
pırıltı taş sim pek sever.. 
o zaman varak..dedim..
modern dokunuşlu bir fransız masacık..

önce.. her zamanki gibi.. azcık alçı karıştırdığım plastik akrilik duvar boyamla boyadım..
kum beji..
iki kat.. boyadım ara zımparaları yapıldı.. bu boya..
kokusuz dertsiz olduğundan..
evin içinde hallettim yağmura rağmen..duruyordu kenarda güneşli hava bekliyordu..


üzerindeki de ..
deneyeceğim varak malzemesi..
benimki bu marka bauhaustan aldım ve bir yerlere saklamıştım altı ay mı oldu..

netten okudum..
nasıl yapacağımı..
bu paketin içinde 25 yaprak var..
anlaşılan yüzey geriimi yüksek arkadaşın.. çünkü aman elinize yapışmasın uyarısı gani..
bunun bir de yapıştırıcısı var.. aynı marka beraber sergileniyorlar zaten.. 


gravyer peynir serpme kavanozu epeydir talk pudrası doluydu..
ben hiç sevmem plastik ambalajları mümkün olan herşeyi hemen uygun cam kaba geçiririm..
onu da kaptım..
üçüncü şişe araya karışmış böcek ilacı onu bahçe dolabına koydum.. =)


uygulama tarifi kolay..
1-ellerini pudrala..
2-yapıştırıcıyı sür..
3-varak yaprağı koy .. varak fırçası ile yerine yapışmasını sağla..
4-bekle kurusun..
5-parçalar uçuşuyor o yüzden bahçede yap.. 

bu listeye ulaşana kadar epey okuma yaptım..
ipuçları ordan..
bahsettikleri fırçalar ne menem şeyler diye..
internette arandım..
resim aramada..
esas kız varak fırçası.. allık fırçasına benziyor.. 
tamam o da var..
başladım..
ama bu kadar basit olmadı..

o yüzden ben.. daha ayrıntılı  anlatıyorum.. faydam dokunsun.. aleme..

önce yapıştırıcıyı .. ki süt gibi beyaz bir sıvı.. sürüyorsun (ben sünger rulo ile sürdüm.. sünger fırça ile sürülür diyordu ama yoktu elimde.. gayet başarılı oldu..) .. biraz bekleyince azcık kuruyor ve yapışkan hale geliyor.. ve şeffaflaşıyor.. bu birazın tanımı yoktu ..
söylüyorum.. ruloyu yıkadım geldim.. hazırdı .. 2-3 dakika demek ki..
çabuk kuruyor..
tamamen kuruyunca yapışmıyor varak.. o yüzden ufak alanlarda çalışın diyorlar..
ufak alan olarak benim sehpa yaklaşık 40/60.. hepsine sürdüm sorun olmadı.. 

parmağını değdin de ağdamsı bir yapışkanlık hissettinse.. tamam.. 
küçük bir defter görünümündeki varak sayfalarından birini alıp ..
ki talk pudrası burada işe yarıyor.. 
ellerini pudralıyorsun ve eline aldığın yaprağı çok kolay tutup alıyorsun.. 
bahçede yapıyorduk evi korumak için ama rüzgarın tam ilk varağı elime almamla çıkmasına kaç puan bir anda suyun yüzü nasıl buruşursa esinti ile.. öyle buruştu elimde tuttuğum şey.. acele ettim ben de köşeye denk getirmeden atıverdim masanın üzerine.. 
allık fırçamla üzerinden geçiverdim.. azcık yamuk olsa da.. pek beğendim ve devam ettim.. 

varak kağıtları yapıştırıken öyle mozaik gibi yanyana filan getiremiyorsun..
değdiği yerde kalıyor..
o yüzden aralık kalmasın diye biraz üstüste bindirmekte fayda var.. 
ve her şeye rağmen aralarda aralık kalırsa ufak parçaları.. o fazlalık olanları oralara yamayın diyordu internetteki kaynaklar.. 
sonuç..
yapıştır ve tekrarla.. 
şu noktaya geldik..
on beş dakkamı bile almadı..


allık fırçası ile üzerinden hızlıca ve aynı yönde geçtim.. o havada duranlar uçtu gitti.. 
rüzgar devam ettiğinden hepsi evin içine kondu.. ve bahçeye ve heryere..

o noktada mola vermem gerekti..
çekirdek yemek hazırlamış .. 


o arada bizimki iyice kurudu tabii.. 

gittim yakından baktım ki..
bazı aralık yerlere ufak varaklar yapıştırırken bişey olmuş.. bozulmuş çirkin görünüyor.. 
aman nolcak dedim o yerlerin  üzerine azcık yapışkan sürdüm.. tekrar varakla yamadım..
sonuç..
berbat..


internete girip varak nasıl kurtarılırı aradım..
yok öyle bir ipucu..
o zaman dedim..
ikinci kat varak ara bakayım gugl'anım..
aradı vaaay..
zaten derin ve havalı olsun istiyorsan..
iki kat yapcakmışsın..

tamam o zaman dedim yeniden başladım..
tutkal..
talk pudrası..
parmak kontrol..
cırk etti tamam..
bu sefer ortadan başladım..
rüzgar yine eşlik etti ama hafifti..
yapıştır..
allık fırçasıyla üzerinden geç..
bekle kurusun..
bi saat sonra.. kuru bezle bastırarak sil..
o arada bacaklara benim en sevdiğim  balmumunu geç bekle kurusun..
azıcık kahverengi karıştırılmış balmumu ile kirlet..
bekle kurusun ..
kuru bez ile parlat..
sonra üzerine oymalı alanlara parmakla sürülen gümüş varak geç.. 
bekle kurusun parlat..

en son korkarak..
gümüş varak alanın üzerine balmumu geç.. 
bişey olmadı .. bozulmadı.. ohhh de..bekle kurusun..
kuru bezle parlat..
girinti çıkıntılı alanlara girebilmek için kullanılmamış bir ayakkabı parlatma fırçasını  kullan ..
sonuç..



bence pek güzel oldu.. 

şimdi kahve yap dedim..
masayı alıp gidiyorum...
sahibisine teslim edicem =)..



yeni bir yazı dizisinin tanıtımıdır

$
0
0
dünya ve ülke halleri..
keyif yapmayı engelleyince..
insan utanıyor tabii..
çiçek böcek yazmaya..
hatta yaşamaya..
o yüzden sadece kitaplardan söz etmekle geçti ..

ama bu pazartesi bir karar verdim ..
yaşamımın kalan kısmında çiçek böcek yastık sehpa..
ilgimi çeken şeyleri paylaşmaya tam gaz devam.. 
dedim kendime..
destur beklersen .. 
daha çok beklersin..

Efendim enerjiyi koruma kapsamında..
bütün binalara..
mantolama zorunlu hale geliyormuş 2016'da..
bizim dış cephe de fena halde bakım istiyordu ..
bari son zamanlarına kalmayalım bu uygulamanın dedik..
fiyatlar da alır başını yükselir..
canım ülkemde ..

mantolama ve dış cephe derken..
meğer herkesin evden beklentileri varmış..
o yüzden o gün bugün ..
değdi değmedi..
biz evle uğraştık..
bahçeye çıkan kapı dahil ellenmedik bir ben kaldım..

bu sefer bir de asistanım vardı..
çekirdek..

böylece birçok düşünme..
arıtma atma..
yapma ve üretme ve alma projesinden..
geçerek son'a geldik..

ben her zaman olduğu gibi okuyan öğrenen.. yavaş karar veren..
çekirdek her zaman olduğu gibi acele eden..
süper bir ekip olabildik..
birlikte her zaman itiraz eden çb'yi bile ikna edip..
çalışmalara kattık..

asrın evini yaptık diyemem..
ama kendi evimizi yaptık ..

bu bir yazı dizisi olacak..
vedalar merhabalar ve duygular da içerecek..

baştan sona farklı bir dekor stili ve yaşam biçimine..
hatasız ve zararsız..
nasıl geçiş yaptık onu anlatmaya çalışacağım ..
kimileri fotoğraflı kimileri malesef hızlı seyir nedeniyle sadece anlatımlı olacak.. 

ben her Zamanki gibi fikir gezdireceğim..
anılar yazacağım..
böylece ev gibi kendimi de temize çekeceğim..
hadi bakalım..



ataletçe .. evi kolay kullanma ipuçları..

$
0
0
ev benim için çok  önemlidir..
sessiz mesajım..
sıcak besi yerimdir..
olduğunu gösterdiğim alandır..
doyar doyururum..

11 yıldır aynı adresteyim..

evime emlakçi sokak kapısını açtığı an..
gözüme ilişen arkadaki bahçeyi görünce aşık olmuştum..

oldukça harap haldeydi..
kaba inşaata kadar inip yenilemiştik..
evde o zamanlar seçtiğim herşey..
çalışan 2 çocuklu kadının yaşamını kolaylaştıracak ayrıntılardan örülü idi..

bu çok bilmişliğim yüzünden.
zamansızlığımıza rağmen..
bir mimara devredip..
kenara çekilemedik ev yapılırken..
hala 'aferin canım kendim' dediğim ayrıntılar var..
belki bir faydam dokunur diyerek..
basitçe anlatayım..

önceki evlerimde mutfaklarda hep baza kapakları vardı..
hani dolapların altında bacaklarını gizleyen kapakları söylüyorum..

pazar günü yumuş yumuş evimizde otururken..
birimiz yere bişey dökse..
o dökülen ille o kapağın altına sızar..
silmek için her çıkardığımda ..
bir çernobil ortamı.. bir deprem yeri karmaşası bulurdum..
ve gelsin büyük baza temizliği..
gitsin yumuş pazar keyfi..

oysa hafta içi sürekli yardımcı vardı..
ama kitabımda 'gördüğün dağınıklığı..
pisliği beklet..' yoktu..

böylece ne pazarlar derinleştirilmiş mutfak temizliği ile geçip..
hem yorulup hem ailenin her ferdinden fırça yediğim ..
ayrıca zaten söylenerek kendi kendimi de sinir ettiğimden..
bu evde baza kapağı yok..

mutfağı yapan firmanın tüm itirazlarına..
arkadaşların ama baza kapalı olunca daha şık oluyor demelerine karşın..
şık 'fırçalanmış metal' dedikleri hafif mat bacaklar var..
neden mat?
çünkü zamanla çizilecek .. o zaman baştan çizgili olsun..

o mat bacakları hala çok seviyorum..
sayelerinde sokak kapısından çıkarken başımı hafifçe eğip ..
dolapların altını taa en dibine kadar görebiliyorum..
no mor özel baza temizliği.. 
no mor gizli dağınıklık pislik..



ikinci kararım..
mutfak dolap kapaklarının dümdüz olması ..
her girinti çıkıntı zaman içinde kir tuzağı oluyor ..
ve hayat girintileri ince ince temizlemeye ayırmak için çok kısa..
kapaklar düz..
temizlik kolay ve kısa ..


üçüncü hayat kolaylaştırıcım..
elektrik düğmesinin yüksekliği..
dirseğimle açıp kapatabileceğim noktada..


işte mimarı kaçırtan isteğim ..
evin her odasına dirseğim'in yüksekliğini işaretlemem olmuş olabilir..

ama sen söyle..
ellerin yağlı tabaklarla dolu iken..
karanlık bir mutfağa girmek..
çok sıkıntılı değil mi blog?

kucağında uyuyan çocuğunla odaya girmek..
elinde kahve kupan ve kitabınla oturma odana girmek istermisin?
ben istemem..
tezgahın ortasına bişey bırakılmış mı?
hangi Lego ayağıma batacak ?..
kimin ortada bıraktığı yastığa takılacağım?..
 bilmek.. görmek isterim ..

bu yazi neden mutfaktan basladı..
bilmiyorum..
sanırım yıllardır bu fikirlerimi hala..
cok cinfikir buldugumdan..
sabah leke kedinin saskin bakislari altinda..
bin yıllık mutfağımın fotoğraflarını çekerken..
anımsadığım bir başka kolaylaştırıcıyı da paylasayım..
 oldu olacak..
 fotoda gördügünüz gibi derz rengı koyu..
elbette temizlik yapılıyor bizim evde de..
ama birilerinin döktüğü..
çay kahve meyvesuyu..
dahası zaman.. karartıp sarartamıyor derzleri..
çünkü zaten koyu renkteler..

işte iş sevmez keyifsever ataletin düşünme biçimi..
gereksinimlere yönelik çözümler..
sorunlara koruyucu tıp tadında önlemler..

evde değişiklik planlarken..
hiç unutmaman gereken şey.. 
alanları ..
kimin nasıl kullanacağı..
ve bu kullanımı..
 ve temizlik ve bakım gibi işleri.. en kolay nasıl yaparsın onu düşünmektir..
bunu buraya koyarsam kim ilk fırsatta devirir..
kim arkasına neyi süpürür?
düşüneceksin..

benim tavsiyem bir not defteri edinmen.. ve ay bu da ne sinir.. şöyle olsaydı keske..
dedigin her şeyi not et..
zira aşık olduğun bir eve ulaştığında..
gözün evinden başka bir şey görmeyecek..
aklından bunlar uçuuup gidecek..
çok geç olana kadar..
eve yerleşip ilk aksiliği..
o sinir olduğun şeyi yeniden burada da karşında bulana kadar..

gerisi.. renk model fiyat tamamen kişiye özgüdür..
onların heyecanına kapılmayıp..
bu tip basit düzenlemeler uzun vadede çok faydalı olur..

eğer bu kadın ya deli..
ya etrafındakiler deli..
demediysen henüz ..
yazacaklarım bu ve benzeri kıvamda olacak .. ..

amaç: belirli bir aile tipine ya da tipsiz bir aileye yaşam alanı yaratmak..

$
0
0

şimdi..
tabii benim niyetim evim de ne güzel..
nasıl da süper eşyalarım..
nasıl da markayım..
nasıl da zevkli kadınım filan diye gösteriş yapmak değil..

amacım belirli bir düşünme ve planlama aşamasını aktarmak..
o yüzden anlatımlı dizi oluşturuyoruz..
canıtın ve ben..

evde dış cephe çalışması diye  anlatmaya başlamıştım ..
işte o çalışma sonrasında evin içinde de bir hareket yaşandı..

bizim yaşam alanımızın kullanımı..
her evdeki gibi yaşamımızla uyumlu..
çok girip çıkıyoruz ..
geç geliyoruz..
bir müzisyenle bir cerrahın ve bir deli hobicinin yaşadığı bir ev..
bazen herkes tepside yer..
bazen herkes yemiş olarak gelir..
birimiz ille çorba sever..
diğeri vejetaryenlikten yeni çıkmış..
biri teve sesiyle uyumayı sever..
diğeri ya okur ya dokur..
cuma yatmaz..
pazar evden çıkmaz..
karışık bir aileyiz..

bir de ben huzursuz ruh 2-3 ayda bir eşyaların yerini değiştiriyorum..
canım renk istiyor ..
sonra başka renk istiyor..
sonra esas olarak var olan eşyalara ha bire ay bu sahipsiz kalmış diye yeniler ekleniyor..
çift koltuğun birini aniden başka odaya taşıyoruz mesela..
ordan çıkan bir komodin buraya konuyor..

alanın kullanımında eşya yerleşimini en çok kısıtlayan 3 unsur ..
2 uzun kalorifer peteği ..
ve ortada yer alan kocaman kolon ..
son olarak bu alana açılan merdivenler..

alanın güzel yanı minik filan cep modeli ama..
bahçeye yeşile açılması..

alanda evlenirken aldığım eşyalar..
daha sonra eklenen bazı antika parçalar..
ve saime hanım ve leman hanımın andaçı eşya.




benim el emeğim başımın tacı kitaplıklarım..
ve sonradan eklenen piano ve ..
tüm istemem bağırtılarıma  karşılık yerleşen kocaman televizyon..

giderek kalabalıklaşan eşya tahakkümü..

 ve geçenlerde çekirdek hanım..
ben böyle arkadaşlarımı toplayıp .. mısırımı patlatıp..
sinema geceleri yapmak istiyorum..
demez mi?.



tam koca kanapeleri atıp.. kitaplığı sele kaptırıp..
tamam zaten bir okuma bi teve köşesi yeter dediğim ve boş alanda yaşıyorum .. ohh.. 
şu camın önüne bir masa üzerinde kraftlarımı yaparım miss.. dediğimde hem de..



pinterestte sadece boş ve ferah odalar raptiyelerken gelen bu istek..
alanın nasıl bir yaşam alanı olacağını belirledi..

vazgeçilmezler .. konfor..
kitaplar..
ekran..
bahçeyi izlemek..
annelerden kalan 
dört hardal rengi koltuk..
iki vitrin..
piano..

bu puzzle'ı çözüyoruz bu dizide..
güzel olan ne biliyor musunuz ..
hayat geçiyor eleğinizden..
nelerle vedalaşmaya hazırsınız..
çocukluğunuzda hangi çip yerleşmiş beyninize..
neler gerçekten değerli hangi zamanda biçilmiş bu değer..
kim aktarmış..
güzelce eleniyor..
ve şaşırıyorsunuz..
en önce kendinize..

dekorasyon işi de bir program gerektiriyor..
bilimsel çalışma gibi..
metodolojisi.. amacı .. materyal seçimi.... gözlemi.. izlemi .. literatürü tartışması ve sonucu var..

yani özetle önce odanızın ..
ne amaçla kullanılacağını..
eşya yerleştirme sorunu yaratabilecek unsurlarını..
odak noktası olacak unsurları..
ve vazgeçilmez'lerinizi belirleyen bir liste yapmanız gerek ..
hatta bir kroki ..
kroki çizmişken bence her şeyin ölçüsünü de alın ..
çantanızda gezdirin..
ilhamın ne zaman nerede geleceğini..
 bilemezsiniz ..

benim krokim şöyle..



sudoku çözmek gibi olabilir bir yaşam odasını düzenlemek

$
0
0
dünü özetlersek..
alanın bir krokisi ve ölçüleri.-
pencereler girinti ve çıkıntılar..
kapılar ve radyatörler..
ve klimanın (dün unutmuşum)
yerlerini işaretledik..

odanın kullanım amaçlarını..
vazgeçilmezleri..
aile bireylerinin isteklerini..
odak noktası olacak şeyi ..
işaretledik..

bu son madde önemli bak..
benim gibi takıntılılarla yaşıyorsan hele..

şimdi odak noktasını saptıyoruz..
çekirdek demişti ki
'ben arkadaşlarımı toplayıp mısırımı patlatıp .. yayılıp film izlemek istiyorum'
çbnin de benzer amaçları var..
yayılmak ve film izlemek..

ben mümkünse kütüphanemde film izleyebiliyor bizimkiler demek istiyorum..
odak noktam ..
kütüphanem..

bu arada eşyanın dışarı atılıp sistre yapıldığı gün..
eve girerken bir şey anımsadım..
bomboş salondan gözüm kayıp doğru camdan bahçeyi görünce..

eve ilk gittiğim gün aşık olma nedenimin..
kapıdan bakıp bahçeyi görmek olduğunu..

oysa zaman içinde duvarlara dayanan eşyalar..
yüksek arkalı berjerler..
daha birçok şeye takılan göz .. en son algılıyor pencereleri ve bahçeyi..
oysa ev boşken..
her girdiğimde mutlu oldum..
dışarıyı görerek..

demek ki benim odak noktam 2 tane..
 bahçe ve kitaplık..
derken çekirdekle 'neyi nereye koysak' diye konuşurken..
 'ben kanepeye yayılıp film izlerken..
 bir yandan da yağan karı görmek istiyorum..'
dedi..

dekorasyon dergilerinde odak noktasını belirleyin..
her odada bir odak nokta olmalıdır ..
filan gibi laflar yazar durur.. mimarlar dekoratörler..

demek ki.. yaşayan bilir..
odak noktan..
birden fazla olabiliyormuş..

zaten baska türlü..
hem kadın ol ..
hem doktor ol..
hem anne..
nasıl başarırdık ki..

herkesin odağı kendine ..
bizimkiler bahçe..
ekran..
ve kütüphane..

bahçeyi değiştiremeyeceğimize göre .. diğerlerini nasıl yerleştireceğiz ..
film izleyen bahçeyi görecek ve kitaplığın önünde oturan da görecek.. 

üstelik yerleşirlerken ..
ön kapıdan görüntüyü kesmeyecek..
piyano radyatöre yakın olmayacak..
klima oturanların suratına üflemeyecek.. 
ekranda yansıma olmayacak..

sudoku oynar gibiyiz..

piyano 450 kg 
ekranın altındaki büfe de ağır..
yani itelim bakalım dedirtmiyor..
en güzeli krokinin üzerinde çalışmak..

bunun yöntemi ise ..
kartondan eşyaları kesmek..
 ve krokinin üzerinde oynatmak ..
tabii sanal aplikasyonlar var..
ama ben onları pek sevmiyorum..
bana kısıtlayıcı geliyor..

beynim 3 boyutluyu algılayabiliyor..
krokiye bakarak..
renkler de özel bir şekilde kaydoluyor hafızama..
nakışçı annem sayesinde olabilir..

o yüzden ben krokiyle çalışıyorum..

40 kere ölçü ile uğraşmamak için 1 tane çizip..
eşyayı da başka renkli kağıttan kesip oynatıyorum..
şimdilerde akıllı telefonla fotosunu çekip kayıt da yapabiliyoruz e süper..

şimdi kroki çizme..
eşyaları çizip kesme zamanı..



sizi bilmem ..
ben çeştırları attım ..
kanepe alacağım..
hangi ölçüde olması gerektiğini bilmem gerek..

pese: online kullanabileceğiniz adreslerden bazılarını vereyim istedim..
dekorasyon blogcularından bir derleme yaptım..
oda tasarlamak için şu adres Designmyroom
mobil aplikasyonu da olanlardan şu adres
homestyler




yasam alani planlaması.. kendini tanımlamanın bir diğer açılımı mıdır canıtın.. gelistim dönüştüm demenin yaşı yok mudur...

$
0
0
her şeyimiz hazır.. 
ölçüler.. 
amaçlar ..
elde var birler..
olmazsa olmazlar..
eski türk filmlerindeki.. tipi değıştirilen köylü kızı gibi..
herşeyimiz alıcı gözle inceleniyor..

sıra dekor unsurlarını..
ve benim için gerekli kanapeyi bulmaya geldi..
kitaplığı yaptırmaya geldi..

eşya parçacıklarını odada gezdirince ..
kanepenin yeri belli oldu..
buraya koyarsak radyatör var..
buraya koyarsak klima zatürre yapar..
burda görüntü kapanır ..
derken ..
eski hal.. maviler giden çestırlar..

iki reddedilen olasılık

son kararımız

girişte beni sevindiren alanı boş tutmak..
gözün hemen bahçeyi görmesini sağlamak  için ..
kütüphane sağ duvara..
daha önce olduğu yerden daha cam kenarına yakın yere tasarlandı..
yerin çok doğru olduğu camdan yansıyan yeşille ilk gözgöze gelince anlaşıldı ..



ölçüme göre kanepenin 2 küsur metre olabileceği ortaya çıktı..
bir yıl önce aşık olunan kanepe çekirdekten onay alamadı..
buna yayılınmaz diye reddedildi..

ben bunu cok sevdim..

çekirdeğin isteği ile L kanepelere cesaret edildi..
açık renk olsun dendi..
pinterestte epeyce fotoğraf raptiyelendi..
ortak noktaları bulundu..

evet triklerden biri bu..
eskiden    dergilerden beğendiğin odaların fotoğraflarını kopar.. dosyala..
ortak özelliklerine bak.. derdi yine o dergilerde minik tüyolar veren iç mimarlar..

24'lük küçükken yaptım denileni..
mor kırmızı kadifeler yaldızlar seçti..
mor bir yatak örtüsü kırmızı kadife bir koltuk koymuştum odasına..
geçenlerde konuşurken 'tabii bana hiç sormamışsınızdır' deyince..
vurdum yüzüne ..
2 kerede 2 kere yaptım öyle..
'gerçi ben seni etkilemek için seçmişimdir Moru' dedi bu sefer de..

aynen öyle..
mutlak beğenilerimiz kadar.. dayatılan trendler de var ..
yakınlarımızdan bizi yetiştirenlerden kopyaladıklarımız da..
bir de elbet..
her baktığımız yerde görünce aynı şeyi ..
kayıtlar alıyoruz fark etmeden..
subliminal'den ari yaşamak ne mümkün..

ama bir de şu açısı var olayın..
yükselen trendden uzağa kaçınca bir eskimişlik havası oluyor eşyanın..
ve insanın..
hayat bir kırkyama ise..
her şey öyle olmalı..
kendimiz bile..

eski zamana ait güzel ve değerli olanın yanına .. 
yeni zamanların güzel ve değerli olanlarını da katacaksın..
kırkyamaya herdaim yeni parçalar katacaksın..
yoksa yaşamın içinde kalmak zor..

evet felsefeyi bırakıp eve dönersek..
gördüğün beğendiğin nesnelerin.. vitrinlerin..
dergi sayfalarının..
fotoğraflarını çekip bir dosya hazırlamak gerek ..







pinterest.com bu işi kolayca yapabileceğin bir hale geldi..
site içinde arama yapıp.. beğendiklerini raptiyeleyebildiğin gibi..
net sayfalarından..
bloglardan.. alışveriş sitelerinden ve hatta kendi çektiğin
fotoğrafları da yükleyebiliyorsun..

buna ilham tablosu adını verelim..
ya da kendini keşfetme panosu olsun..
benim panomun adı 'final!' ..
önce yaşam alanı  renk 'popup' .. yaldız .. filan diye gruplayıp ..
sonunda hepsini final'de topladım..

resimlere bakarken keşfettim ki..
örneğin ben o kadar klasik vintage hatta patine seven ben..
bir modernleşme.. bir sadeleşme bir endüstriyel hal gördüm kendimde..
bir şeffaflık arzusu bir aydınlık isteği..


mor yok pek ..
sedef yansımaları griler bejler. tuhaf petrol mavileri..

ama renklere yarın girelim ..
panolar yap bugün blog..
içine seni yansıtan eşyalar nesneler koy..

farklı kökenden kaynaşmış sorunsuz bir toplum .. ay yok .. eşya için neler gerek..

$
0
0
son noktalardayız ..
eşya yerini buldu ..
şimdi süslemelere geldik..

leman hanımın   koltuklarını kitaplığın önüne konuşlandırdım..
kitap okuma ..
sohbet etme..
piyano çalanı izleme..
yağmurun karın tadını çıkarma köşesi..

pek de sevdim..
ortasına aynı tarz sehpasını koydum süperim .. 
sonra yemek masası.. Saime hanımın vitrini leman hanımın bardak dolabını yerleştirdim ..
duvarda iki 3tl'ye evet yazıyla üç H'ye Kadiköy eskilerinden aldığım aplikler..
ortasında patine çerçeveli ayna ..
pek güzel ..
L kanepe yerleşti..
önüne modern bir sehpa aranmaya başladım ..

merdivende oturup baktım kahvemi alıp ..


iğrenç ..
mobilya mağazasında gibiyim..
şu köşe Lui kenz..
bu köşe Lui sez ..
burası da modern köşemiiiz..

neyi yanlış yaptım..
neden o güzel dergilerdeki gibi kaynaşmış mutlu bir ortam olmadı..

deyip gugl'anıma  dert yandım..
ben bu bölünmüşlüğü..
bu ötekileşmiş kanapeyi..
bu birbirini kucaklayamama halini nasıl düzeltirim..
neden fransızlar italyanlar bunu becersin de..
ben beceremeyim..
niçin dünya gülsün bana.. ben yalnız ağlayım..
neden bir ulus .. ay pardon bir füzyon ortamı yaratamayım..
dedim..

meğer kuralı varmış..
 80 / 20 oranı varmış..
bazı stiller ve ahşaplar karışmazmış..
ama her şeyde bir 80/20 iyi olurmuş..

hmm demek 50/50 politikada olduğu gibi dekorda da iyi sonuç vermiyor..
tamam sustum..

özetle bu köşe modern köşesi dememeliymişim..
hepsini karıştırmalıymışım..
80/20 oranında ..

önce leman hanımın koltuklarının ortasındaki..
sehpamı..
iki ucundan yapışıp kucağımızda bebemizle..
ah gençlik.. ümit ve diğerleri-..
horhordan evimize taşıdığımız sehpayı..
L kanapenin önüne çektim..


kaça kaç oldu bilmem.. ama..
2 şekilde bir düzelme oldu..
hem klasik.. modern'in önüne yakıştı..

hem de 3 koltuk 4 bacaktan 12..
 4 de sehpanın 16 bacağın..
 nasıl kalabalık ettiğini anladım..
koltukların ortası boşalınca daha iyi göründü orası..
neden ki..
orda oturan nereye koyacak kahvesini çayını..

gene gugl' hanıma koştum ..
bunun da kuralı varmış ..
bir mekanda çok bacak varsa..
havada kalırmış..
onları yere demirlemek gerekirmiş ..
örnek eteği olan koltuk..
yere oturan bacaksız sehpa..
bacaksız koltuk gibi...d da 80/20 imiş..

çok eğlenceli..
insan gibi demek..
karakter havada kaldı mı.. olmuyor demek..

tamam yere oturan kanapenin önüne  uzun bacaklı havalı sehpa..
modern / klasik karışımı..
doğru kombin .. kaynaşmış bir mutluluk hali ..

o zaman modern ama oturaklı sehpa..
 uzun bacaklı koltuklara nasip olacak..
hem de onlara aklı başındalık verecek..
seçimler bu yöne kaydı..

demirliyor ama.. çok klasik..

demirliyor ama çok demir..

aşık oldum ama türkiye'de yok =(

ikea fazla sade .. demirliyor .. fiyat makul..

ışık yandı.. ikea-hack.. lavliii


araştırmalar sürüyor..
2 seçeneğe indirdim beklemedeyim..

yemek bölümüne modernliği nasıl katarım derken onu da buldum..
aynayı aldım ..
L kanapenin arkasına..



2 apliğin arasında 2 modern tablo asılacak ..
şimdilik iki beyaz tuval..
adları hiçlik.. =)..

evet bugün bu kadar..
karıştırırken ölçülü olmayı öğrendim ben..

yarın sehpa ve duvara neyi nereye nasıl asmalıyız onları yazalım.. aynayı asarken öğrendiklerimi..

sarmısaklasak da mı assak yoksa kokar mı canıtın..

$
0
0
bugün kısa yazacağım..
kanapenin arkasındaki duvara aynayı taşımaya karar verdim ya..

gözüne hoş görünen aladır dedim ordaki iki modern resmi kaldırdım..
uzun aynayı aşağı kanepeye yakın ortaladım..
her ikisi de hediye olup bu kaos esnasında yerini kaybetmiş olan..
birbirine yakın boylarda..
farklı tarzlarda iki aynayı yandaş ettim astım..


sonra merak ettim bunun bir doğrusu var mıydı gugl'anım dedim..
vardı.. dedi
6 ile 12 inç..
asla 12 inçden uzak olmaya dedi..
12x2.5 = 31cm
hemen ölçtüm ..
2inç yukarda kalmış benim ayna..

manyak..
diyebilirsiniz..
ama azcık daha mı aşağıda olsaydı bu!
dedim de ondan sordum gugl'anıma..
maksat süper ince görüşlüyümdür demek değil..
ki öyleyimdir..
evdeki ustaya maşallah 3mm'yi farkettiniz dedirtmişliğim var..
kanıtlanacak teorilerim var..

bu ev dekorasyon uzmanları bizim de bir ulu kutsal kitabımız olsun dememişlerdir sanırsam..
bu tip kurallar aslında yapılıp da hoşa giden şeylerin neden nasıllarının incelenmesi ile ortaya konmuştur.. diye düşünüyorum..
phi sayısı ile tanıştığımdan beri..
duvara bir şey asmanın kuralları denmişse..
tablo mesela göz hizasına ..
tamam..
ama oturulan bir yere asacaksan
oturanın..
antre gibi ayakta durulan bi yere asacaksan ayakta duranın göz hizasına ..
çalışma masanın hemen üzerine..
neden olmasın..
yatak başucuna yan yatıp izleyebileceğin yer de olur..
şeklinde uzar gider

apartmenttherapy sitesinden

bu da apartmenttherapy'den

evet bu konuda bazı yazılar okudum..
http://fredgonsowskigardenhome.com/2011/09/12/hanging-pictures-over-a-sofa/ gibi..

genel olarak en çok 15cm ile 25 cm yükseğe asılabilir kuralı akılda kalıyor..
alt kenar bu dediğim..

benim fotoya göz atınca aynadan yansıyan mavi tablo da kolonun üzerine asıldı.. oturanın göz hizasına..

o tablonun adı 24 lük ..
onun üzerine bir çekirdek tablosu gelir bakarsınız .. =)

hafta sonu yazı yok..
bu yazıda felsefe yok..
belki ağır taş yerinde hoş deriz..
belki herkes yerini bilecek..

hafta sonu hiç tablolarımı yapacağım..

belki yastık da dokurum..

ama bu seri hala çözemediğim halı sehpa aksesuar yemek bölümünü nasıl anneanne kıvamından kurtarsak çalışmaları ile sürecek o kesin..
bir de Su an bulamadığım sakın yapma'lar listesi..
bulamadım birden..
eklerim bir ara..

ikatı nasıl bilirsiniz .. yola çıkıp nerde inersiniz..

$
0
0
hala dekorasyondayız..
benimki zaten bitmez de..

L kanapeyi yastık doldurasım var..
bir de renk patlatasım..
su an beti benzi atmış bir ortamda yaşıyorum..

birkaç zamandır ikat denilen kumaşları seviyorum..
biraz kilim deseni andırıyor ama..
bir akıp gitme hali söz konusu renklerde..
ilham için akmış renklerle nasıl renk patlatsak diye bakarken..

pinterestten

crate and barrel
geçen gün nette renkli ikatlara bakarken önüme çılgın dokumalar çıktı..
ben de yapabilirim diye karar verdim..
ille de parmak izim kalacak..
50' ye 50 yastıklar istiyorum..
60'a 60' bir çerçeve çaktırdım marangozda..
daha doğrusu çb yaptırdı..
1cm ara ile çiviler çaktım..
çiviler arasına ipini gerdim..
sonra bir alttan bir üstten istediğin renkte istediğin malzemeyi geçireceksin ..
kağıda kabaca bir desen çizdim..
gerçi sonradan desene uymadım..
artık yün tahta bavulumdan..
inceli kalınlı  birkaç yünü aldım.. başladım..
kolay ve sorunsuz..
içinden geldiğince gelişen bir proje..
çiviler

gergiler

ilk heyecan

keçe ile karışık yün 

burası biraz siyah istiyor burası ise mavi
biraz dalgalı bir gidişatı var.. ilerledikçe ekleyeceğim fotoları..
haydi marangoza..
örgü out..
dokuyoruz artık..
zaten bir çorap örememişiz bile..
onca hakeden başa.. 

listeden bazı küçük işleri sildim canıtın hiç hareket olmamasından iyidir..

$
0
0



farkında mısınız mor çok azaldı bizim evde..
dün is cikisi.. 
aksam evde yapilacaklar listemle gittim..
bir zamanlar bahsettigim ..
büfe idiydi de televizyon altlığı oldu dediğim büfeye kristal tutacaklar almıştım..
tutacakların metal kısmı gümüş ..
piyanonun metal aksesuarı sarı olunca parmak boyası ile altın renge çevirmiştim..
2 tanesi eksikti .. 
1yıl kadar süre..
1500 kadar onların neden kulpu yok..
çünkü altına çevirmedim daha..
Soru cevabından sonra..
dün yaptım..
bunu yazmaktan daha kısa sürdü..



sonra onlar kurudu bir lambanın yerini deyiştirdim bir kutunun ..
esas sehpaya kullanacağım yeşilligin saksısını yapmak vardı da..
yapamadım..

ama diğer sehpaya en uygun tepsiye baktım fotoladım hiçbirini tam da sevmedim..

ve fakat 2 ressam tuvalini bozmaya başladım bakalım..
bildiğin ahşap macunu biraz doku olsun diye..


kururken fotoladım .. 
bir iki retuş daha yaptım ..

ama onu hızlıca bitirip asınca gösteresim var..

sonra ..
halı için ölçü aldım ..
de bugün defterimi unutmuşum.. çıkarken ..
olsun bakalım..

listeden 2 iş silindi =) 

şiir prevent canıtın.. mavi gri..

$
0
0
bir enerjisiz ve keyifsiz geldim aksam eve..
baktım film izlemeye hazırlanıyor çekirdek..
arkadaşıyla..
dedim boş durmayayım..

yemek masasının tarafına modernleştirme çalışması bağlamında..
ev yapımı abstre resim hazırlığım vardı..
epeyce resim baktım ..

şurda görebilirsiniz..
hoşuma gidenleri pinledim..
tekniği okudum..

tuvali ıslatan var ..
önce birkat boyayan var..
üst üste ton gezdiren var..
ikat var..

benim isteğim biraz gri ..
biraz mavi.. 
biraz altın..

Leylak dalım istanbula geldiğinde..
onunla buluşmaya giderken çektiğim gün batımı fotoları ilham kaynağı yaptım..


içime sindirdim ..
aklıma kazıdım..

tuvalde renk hareketi  veremeyecek kadar beceriksizim..
o yüzden tuvallere bildiğin ahşap macunu ile hareket verdim..




sonra fotoğrafta iyi görünme kuralı 1/3 ü anımsadım..
onu da kattım..
ve..
önce inci beyazı 1 kat..




Q ıslakken rasgele siyahı enine sürdüm hoşuma gidene kadar ..
sonra petrol yeşili alpina..

kuralı yok..
rasgele fazla renkli olunca biraz daha beyaz..
hoşuma gidene kadar..

kuruyunca
sonra bulut olması gereken yerlere beyaz tutkal ile altın varak yaprak..
biraz da martının kanadına..




sonra kuruyunca fazlasını 
uçurdum varak yaprakların..



nasıl?

şu şiir geldi aklıma prévert'den
ne dersiniz imzalayabilir miyim ben de?

yuvayı dişi kuş yapar ..

$
0
0
HOUZZ diye bir site var..
oraya da fotoğrafları ekliyorsun ..
ev dekore ederken..

site bir araştırma yapmış..
televizyonla ilgili..
Cocuk odalarında tere bulunma oranı artmış ..
yüzde 38 lere gelmiş ve bu evde okuma köşesi bulundurma oranı ile aynıymış..

yemek odalarında lere bulundurma oranı artmış..
ilerde belki yemek odasında yemek yeme oranı da artar demişler..
çünkü insanların çoğu yemek odasını ayda bir veya iki kere kullanıyormuş..

yatak odasında yiyenler de artmış cünkü yatak odasında tv Ve küçük buzdolabı olanların sayısı da artmış..

ne yaparsak yapalım..
teve evi işgal ediyor..

ayrıca bir ilgi çekici oran da..
kadınlarin 23'ü evi dekore ederken evi paylaştıkları kişinin fikrini alıyormuş..
erkeklerde ise bu oran yüzde kırkdokuz ..
yuvayı dişi kuş yapıyor evet..

abstrenin Midas la buluşması

$
0
0
malum dar zamanda ..
dekorasyonla ugrasiyoruz..
yazmiyorum diye yapmiyorum ya da bitirdum sanmayin..
dekorasyon konusu bizim evde..
benim icin..
han duvarlari siirindeki arabacının dediği gibidir..
benim yolum bittiği yerde baslar der ya hani..

yıllardır toplanan sevilen eşyanın..
bir anda sıkıcı boğucu yaşlı gelmesiyle..
her şey islev dışıymış gibi gelmesiyle başladı macera..
atsan anısı var.. üzer..
çb ya da çekirdek sever.. 
derken..

bir iki eksilterek bir noktaya geldik..

sarı koltukların ortasına bir modern sehpa istiyorum diyerek başladım arayışa..
bir kaç magazaya baktım..
çok beyaz.. çok altın..
çok büyük çok pahalı..

bu sarı koltuklar biraz ince uzun bacaklı tam camın önündeler..
o yüzden tay bacaklı görünüyorlar..
ve 3x4 12 bacaķ .. bir de sehpanınkileti ekleyince..
cokbacak..
demek ki.. yere oturan birsey arıyorum..
bir kaç tane buldum nette..
çb nin bir mermerci bir demircisi var..
ama olmadı yaptiramadı..
iyi ki..

zira ararken tam bana göre olanını buldum.. 
lâkin bızim ülkede şubesi olmayan bir markanın ürünü..
üst cam.. alt yeşilli sarılı ve siyahlı bir mermer..
sanki yosun tutmus kayalar gibi doğal renkler..
arduaz olduğunu sanıyorum..


kaydettim.. 
yalanıyorum bakıp bakıp..
o koyu renk kısmın altta oluşu masayı yere yakınlaştırıyor..
tay bacakları mükemmel dengeliyor..
ve takip ettiğim sitelerden birinde..
nasıl da ben gibi birinin..
ikeadan aldığı masayı ..
hacklediğini gördüm..


yalnız sehpa benim sehpa..
alt taraf koyu renk..
üst taraf cam ve..
yuvarlak..

birden fikir gelisti..
ikeadan alıyoruz ve kendimizce hackliyoruz..

        fiyat nasil.. bence pek uygun..
 

metal kısım sprey boyayla altın renge    boyandi.. 


alt raf ortaya kondu ..
etrafında bir tur atıldı..
malesef fazla parlak bir yüzeyi var.. boya tutmasi zor..
evde astar yok..
o zaman her şeye yapışıp asla kabarmayan ev yapımı kıreç boya   gerek..  
cekirdeğin odasını boyadığımız inci beyazı marshall boyayı..
biraz derzile karıştırdım..
sürdüm..
kurudu..
                           ikinci hir kat daha..

sonra.. izlediğim birçok mermer gibi boyama videosundan ortaya bir potpuri yaptım..

kalın fırça ince fırça..
dil basacagi.. sünger sarı bez..
hepsini aldım..
hazırladım..
sonra boyalarım..
akrilik filan iyi bişey değil..
bildiginiz yapı marketten alınma..
alpina nın renklendiricisi


çepéçevre dolaştırdım siyahı..
fırca ile rasgele ..
sonra yeşil.. petrol yeşilinden..
oraya buraya birer fındık kadar sıktım.. 


fırcayla yaydım..
siyahla biraz karıstırdım..
olmadı akrilik cabuk kuruyor..
bolca yayıp yeşili..
sarı bezi oklava gibi yuvarladın yüzeyde..

benekli hos bir karısım oldu.. ama fazla düzensiz oldu..
sungerle biraz patpatladım..
alttaki beyaz göründü..
rakip zorlu cıktı..
pekii.. bekliyoruz kurusun diye..
bi kat daha yapıyoruz.
fırcayla yaydım..
siyahla biraz karıstırdım..
olmadı akrilik cabuk kuruyor..
bolca yayıp yeşili..
sarı bezi oklava gibi yuvarladım yüzeyde...
daha iyi görünüyor..
sıra sarıya geldi..
bir iki yere sarı fıskırttım..
sarı biraz kurumustu.. sulandirdim fazla sulandi..
süngerle gectım alttaki boyayi silip geldi sünger..


ama kat kat geçince hiç fena görünmemeye başladı..
biraz daha yeşil..
şuraya biraz siyah derken.çekirdek geldi..
gene abstre mi yapıyorsun..
yok aslında mermerimsi boyamak istiyordum..
yapma bence bu iyi olmuş..
ama..
biraz kırmızı ekle.. dedi..
azıcık mercan rengim var..
azıcık da ondan..
fircanın yanıyla..
zigzağımsı..
ama buraya biraz daha siyah.. bir noktada çok begendim tamam dedim..
çekirdek geldi..
haritaya benzemis..
gerçekten.. afrika kıtası..
nasıl düzelteceksin..
düzeltmem mi gerek..
duzelt bence...


mermere ve haritaya benzemesin..
çekirdegin abstre anlayışı..
peki..
siyahın çözemeyeceği bisey yok..
şuraya bir iki dokunuş..
azıcık temiz sarı bez teması..


ve son olarak iki kat akrilik vernik.. 
her zamankinden..


sonuç..

sonra tek yapmam gereken..
çekirdeği karşıma alıp
bir kahve esliğinde keyif çatmak.. 

evet.. budur.. 


çay kutusundan zaman kapsülüne..

$
0
0


pazar günü feys'te..
anıları nasıl saklarsınız ?
dedim..

ben saklarken sergilemeyi severim..

beyazdan sonraki takıntım altın varak..
ama hala klasik uygulamaların dışında olsun istiyorum..

bir kitaplık gördüm ..
içi altın varak..

bir sehpa gördüm..
içi göz göz üzeri cam .. sergilemelik..
bir tepsi gördüm..
eskiden matbaa kalıplarını koyarlarmış..

ve üçü birleşti..

çay kutusu..
ama her marka hele de benim markalar..
içine sığmıyor..
dolabın içinde bekliyor..


çıkardım içindeki bölmeleri..
beyaz tutkalla varak yaprakları ..




birer birer..
gide gele varakladım..


kutunun iç kenarlarını da..


sonra diplere ikea bahçeden alınmış da unutulmuş ..
mumların altına koymalık bir torba..
ne bu.. sentetik kum mu?
boncuk mu?
her ne ise..
onu boca ettim..

içinde şu an 3 nesne var..
kabuklar ve ametist..
kabuklar özel yalnız
Justinianus limanı kazısı gezisinden..
birisi limandan mor olan..
nerden baksan 2300 küsur yaşında..

diğeri ayak izleri seviyesinden..
limanın 18 basamak altından ve 6000 yıl öncesinden..

amelistin bu hale kaç bin yılda geldiğini bilmiyorum bak..


düşündüm ki..
zaman.. iyi bir kahve masası nesnesi..
ne olsa doğa zaman içinde yaratıyor.. koruyor.. güzelleştiriyor..
oysa biz zamana karşı yarışarak..
yıkıyor yakıyor ve yok ediyoruz..

çay kutusundan..
zaman kapsülüne..


ekmek zeytin yağı mutfak ruh üşümesi ve diğer şeyler..

$
0
0

yemek yapmak..
karın doyunmaktan ayrıdır diye düşünüyorum..
elinin ya da tarifinin iyi olması dışında..
belli rituelleri vardır.
o yüzden herkesin yemeği.. mesaj taşır..
her mutfağın rengi başkadır..
günlük sofrayı donatmak değil söz ettiğim..
ay bugün ne pişirsem fi,lan değil..
sahanda yumurta da candır sarma dolma da..
ayrıca en güzel yemek insanın önüne hazır gelendir..

ama o mutfağa girip kendinle başbaşa kalmak vardır..
anılar vardır elbet..
pişirdiğinin içine katılan sevgi ve özen vardır..
bazen bomboş buzdolabından gayet "sofistike" bir yemek çıkarabilmektir can veren..
bazen sadece birisinin hatrıdır..

senelerce bir evin ocağını kaynatmak değildir kastettiğim..
onun kazandırdığı pratik de değildir..
ilk yaptığım poğaçadan bu yana çok zaman geçti..
salona annemin yanına gidip onun kulak memesine bakmıştım..
çünkü olduğunu nasıl anlıyorsun dediğinde kulak memesi kıvamındaysa tamam demişti..
eh o zaman onun kulak memesine bakılmalıydı elbet..
o acemilikten artık tek elle yumurtayı kırıp usulünce yemeğe katabilen haline geldim..
ama vazifeten pişirmeyi hala sevmem..

sen onu bir de güzelleştiriyorsun tabii demiştiçekirdek..
geçenlerde gece yarısı acıkmalarından birinde..
hiçbir yemeği beğenmediğinde..
pişirdiğim hazır çorbaya..
(yapıyoruz evet.. hala böyle tehlikeli şeyler..
ama yıllık tüketimimiz 6 paketi geçmez senede)
işte o hazırı bile biraz baharat biraz maydanozla değiştirivermektir aslolan.. 

artık ustası olmuşuz mutfağın..
değişik şeyler yapmak hoşuma giden..
ama uzun sürmeyecek.. ve çok havalı olacak.. koşulum budur..
daha tarifi okurken neye benzeyeceğini anlıyor insan ya da neyi çıkarıp katsa..
kendi damak tadına uyduracağını..

yine de bu değil söz ettiğim..
bugün malzemenin ruhundan söz edesim var..

havalar soğuyunca çorba mevsimidir benim için..
biraz yoğun çorbalar favorimdir..
tarhana süper olur mesela..
ama bu yıl içim daha fazla üşüyor dışımdan ve sürekli ocak çalıştırasım..
fırın yakasım var..
bu yılki rituelim her hafta sonu ekmek ve çorba ikilisi..
kestane çorbası çok sevildi mesela..
vişisuaz yaptım geçen hafta pırasa sevenlere çok uyar..
adının havasına bakmayın..aslında o bir amerikalı..
bu hafta patlıcan çorbasıydı..

fırın ise ekmek için çalıştı..
ekmek selgin'in facebook sayfasından ve bloğundan bulaşıyor biraz..
ama ekmek makinesi ile ilgili ev yapımı ekmekle ilgili fikrimi bilenler..
anti ev yapımı ekmek yazı dizisini okumuş olanlar..
 bi dursun sakin olsun..

bu ekmeğin baştan çıkarıcılığı yarım saatlik ekmek olmasıydı..
daha ne isterim..
markete gidip gelsem daha uzun sürer..

denemeye karar verdim..
ilk denememdi..
üstelik evde malzeme de kalmamış..
beyaz un yoktu misal..esmer un kullandım ..
şeker miktarı çok geldi.. azalttım..
bir kere yapınca..
neyle uğraştığını anlıyorsun..
sonra yılların birikimi de ekleniyor..
aydınlanıyorsun..

ekmeğin diğer hamur işlerinden farkı..
maya ile yapılması..

maya canlı bir şey..
onu alıp önce uyandırman gerek..
tatlıyla uyandırıyorsun elbet..
ayrıca hazırlarken fazla karıştırmayacaksın..
ürkütmeyeceksn mayayı hep yavaş hep kibar olacaksın..
misal hamuru uzun uzun yoğurmayacaksın..
nefesini kesmeyeceksin..
canlıyla uğraşmak nezaket gerektirir..
çocuk büyütür gibi büyütmrn gerekmiş meğer mayayı.. 

bu yarım saatlik mucize artık bizim evin hafta sonu klasiği..
sizin de olsun isterseniz tarif bu..
ben maya ritueli olarak alıp kaydediyorum hafızama..

malzemesi..
3.5 bardak un..
1 paket kuru maya..
1/4 bardak şeker
yarım bardak zeytinyağı
1.5 bardak +2 yemek kaşığı su..
tuz..
1 yumurta..

önce.. mayayı.. şekeri z.yağını ve ısıttığın suyu karıştırıyorsun..
su parmağını yakmayacak ısıda olmalı..
bebek banyosu ısısında 
ve çok cabbar olmayacaksın karıitırırken.. 
ürkütmeden mayayı.. sonra üzerini kapatıp bir yere bırak..
fırını yak o arada.. 200 derecede ısınsın..

15 dakika sonra..
mayanın üzeri bu halde olacak..


maya keyiflendiyse.. sen de keyiflen.. 
tamam demek.. canlandı ve şekerden beslenmeye bile başladı demek..

sonra unu tuzu ve 1 yumurtayı katıyoruz..
ve mikserlerin ucuna takılan şu spiral gibi ucu kullanacaksın..
yoksa elinikullan ama çok ezeceğim deme sadece biraraya getirmen yeterli..

sonra on iki adet topucuk olarak yağladığın bir kaba koy.. 
bir on beş dakika daha bekle..
ılık bi yerde beklet diyorlar ben mutfakta beklettim sadeceüzerini öettüm..

biraz daha kabarmış oluyor onbeş dakikanın sonunda..

şimdi fırına..
15 dakika pişme süresi..

evet hazırlamak için otuz dakika veriyorsun.. aslında daha çok..
keyfini bekliyorsun.. bekliyorsun..
ve pişmesi için de 15 dakika..



ilk gün evde olan kepekli unu kullandım..biraz yapışkan oldu..
toplarımın yüzü muntazam olmadı..
hemen yanına z. yağı ve biraz kırmızı biberle tattık..
nefis bir tadı ve kıvamı vardı..
pazartesi bir paket beyaz un aldım..
ama bir sabotaja kurban gittim..
un gene yoktu bu hafta sonu..
olan 1 bardak beyaz una yine kepek unu kattım..
ve bu sefer elimi biraz yağladım.. köfte yapar gibi..
yapışkan hamur daha muntazam şekillendi..
sonuç şu yukardaki oldu.. daha düzgün ama hala esmer..
ümitliyim haftaya beyazını yapacağım..

gece yarısı hamburgerleri...
çorba yanı güzellemeleri..
pazartesi sabahı sandviçleri..



ekmek önemli bir simgedir..
çalışmak ekmeğini kazanmaktır..
yabancı dillerde de.. çorba tenceresini kaynatabilmek demektir..
aynı kavramı anlatan deyim..
hastalar bir çorba..
açlar bir ekmek dilenirler..
kuru ekmeğe çalışırız sevdiğimiz işte..

öyle bir kadın ol ki..
hem tek taşını kendin al hem de evde ekmek yap bağlamında değil bu..
kadınlara fazla yüklenmeyi sevmem..
ama içim üşüyor benim..
yaşananlara tanık oldukça..
o yüzden ekmeğin kokusu hele de yanına zeytin yağı eklenince..
son günlerin ruh üşümesine ilaç niyetine..


yıl bitmeden

$
0
0
25 ocakta çekirdeğe oda yapmışız ve hala sürüyor
lay sonra patates kalyesi
1 ay sonra truffe..

1buçuk ay sonra..
varak yapmışız..
8-ay ev dizisi..
9-ay İstanbul tablom
e gün bugün tek yazı ayıp..
Ekmek yapıyorum oysa oysa..
her hafta sonu 1 çorba..
pazarları dinleniyorum
ve tuhaf ama suçluluk hissediyorum

Yine son aydayız bitirsem iyi olacak şeyler var
misal 3 adet yastık kılıfı
misal bazı düzelmeler
koca bir duvar var ..
her güne bir proje başlamalı..



vircinya.. şaman kadin.. biblo wall art ve diger seyler..

$
0
0



25 agustos 2013de gelmisim instaya.. 
bir adet sosis fotosuyla..
 simdi olsa bir ozenirim.. fotograf seciminde acemilik.. 
profil fotom su yukardaki.. 
bu biblo-obje cekirdegin armagani.. 
2012 veya 13 anneler gunu.. hunisi elbette 2013 de eklendi.. 
arkada voyage out.  vircinyamin ilk romani.. bilinc akisinin ilk kullanimlari..
adi bile gitme takintili.. ve iki prangali ataletin icinde eski ozgur kizi durtecek gibi..
dışa yolculuk.. 
bu duvar susunu..
 wall art diyolar bunlara.. bildigin sunta ustu beyaz tutkalla kitap sayfalari ve bilgisayardan cikti alip ben yapmistim..
uzerine marti da hem yola hem canıtına gonderme.. 

attim onlari gecende.. 
sorma neden.. deme aa.. yaparim boyle arada..

 vircinya benim bilincimi ilk akitanlardan kendine ait bir oda diyerek..
 oncesinde bir evim olmusken anne evine dondugumde okumustum..
 bir odam vardi..

 kavrami nasil ozgurluk ustune kurduysa vircinyam.. ben de o kadar incitmemek icin  fedakarlik ustune kurmusum.. 

cekirdek bu sen.. dedi.. tombis ve deli suslu biblo icin.. 
ki ben sarisindim artik..
 ama hak verdim..
 kendimi hic hissetmedigim sey..
 sevimli olmak..
 degilim..
 sirin hic degilim.. 
ama tombul ama gosterisli suslu biblonun bedeninden tasan ozguveni benzetmis o ..
oyledir yani.. 
 oysa bibloda bir "ya suslendim ben" sirinligi de var ki.. o sirinlik "sevinbeni" ya da "tolere edin beni" icerir.. 
oysa ben..
 hic takilmam.. 
begenilmisim.. begenilmemisim..
 gozlemem..
 izlemem uyandirdigim etkiyi.. 
o yuzden sirin degilim..
 iste o bibloyu dusurduk dun.. kirildi.. 
sol kolu iki yerden hem omuzdan hem bilekten..
 bi de elbet kafasi koptu..
 bu ikinci..
 kopar benim biblolarin kafalari..
 ben gibi.. 
benimki temsili gidik.. onlarinki.. bildigin kopmus gitmis..

 simdi bu arkadasi..
 simdiki bene benzetesim var hazir kirildi.. 
bir saman..
 erbaneli heybeli kuslu kadin yapcam..
 hem de gri saclisindan. o surat da oyle sirin olmiycak artik..
 dumduk bakcak.. 
o zaman.. #tbt 2012den


 bizim evin buduarindan bir kare.. olarak selfportreyt olup gelsin mi ?

sen de git biraz vircinya oku.. 
dalgalar.. deniz feneri.. 
disa yolculuk.. oku birini...
Viewing all 86 articles
Browse latest View live