Quantcast
Channel: atalet'in çöp defterleri
Viewing all 86 articles
Browse latest View live

buduarın otuz günü olsun mu ??

$
0
0
o kadar iddialı değilim ataletin otuz gününü bile yazabileceğimden emin değilim..
ama hani burda da yarım kalmış şeyler var..
belki burayı da bir çeki düzene koymak lazım....

listede otuz madde bulursam bunları da bu ay tamamlayayım diyorum..
* buduarın lambaları..(2 proje) ay hatta üç..
*çocuksa albüm dijital ve gerçek albüm.. iki çarpı iki.. dört..
*21liğin grafik karalamalarını toplamak için bir proje..
*çekirdeğin odasının son birkaç işi.. duvar kağıtlarıyla ilgili.. dvdplayerle ilgili düzenlemeler.. 2-3 de bu eder..
*mutfakta perdesi.. kaşık projesi.. kahve köşesi prjesi.. 3 de buraya.. bi de dolap boy.anması var dört..
tabureyi de koy .. beş etti..
*giyinme odası projesi. bu biraz karışık parmak hesbı ile......bir boya.. bir kağıt kaplama bir aydınlatma.. iki dolap yerleştirme düzenleme.. bir de hobi malzeme kategorizasyonu dersek.. en az yedi proje çıkar..
*çarşafların etiketlenmesi.. =P.. bir de bu..
*ırmağa örgü öğretmek var...
*o maraton zamanında yapılanları fotoğraflamak ve yayınlamak var ki en az beş proje bunlar..
*kitap ciltleri vardı bekleyen onları tamamlamak olsun.. bak yirmidokuz etti sanırım..
*hadi son bir de.. kolaj çalışmalarımı içinde toplamak için bir el çantası imalini koyayım...
otuz..

hergün en az bir şey yapmam anlamına geliyor bu..
günün yoğunluğuna göre.. yapamadığımda da.. hazır bitmiş yayınlanmamışları kullanırım..

oldu bu iş.. =)..




sorunlu köşenin son hali.. buduarda otuz günün ilk projesi..

$
0
0
bunu ayın ilk projesi olarak kabul edin.. nedense.. her iki fotoğraf makinem de iptal olduğundan.. telefonla çektiklerim de telefonu terketmeyi asla kabul etmediklerinden..
dün akşam ekleyemedim..

daha önce bahsetmiştim..
üç günlük maratonda ..
sorunlu köşeden..

rafını bir köşe dolabın arkasından kesilerek artan parçadan elde etmiştim..
bütük kabloları kordonları arkasına saklamıştım..
adsl'in çirkin kutusunu.. bir eski kitap kabına saklamıştım..
ana kesilen parçanın yan kenarı açık kalmıştı ya..

işte.. zamanında bir yerlerden beğenip aldığım..
kahverengi ahşap ahşap oymalar..
iki taneler.
bir tanesini rafı boyadığım boya ile boyadım ve hemen bir sarı bez ile siliverdim.. böylece ahşap rengi..
çiçeklerin kabartma yerlerinden görünür hale geldi ..
sonra bir vernik..
sonra da..

güçlü bir ahşap tutkalı kullandım rafın yanına.. yapıştırdım.. tutkal kuruyana kadar..
yapı marketlerde boya reyonunda satılan az yapışkan kağıt bantlarla tutturdum..
ertesi gün.. çıkardım yerinden..
ve elimde yanı oymal masif antika bir raf kaldı..



antika evet..
bu köşe dolap eski evlerin tavan tahtalarını kullanarak mobilya üreten.. kadiköy çarşısındaki bir sokak arasında bir yerde yaptırılmıştı..
nerden baksan yüz elli yaşında ahşap..

yanına eklediğim tahta da öyle..

bunun güzelliği ne biliyor musun blog..
bir kere ben yaptım!!! diyorsun..
ikinci.. para harcamamış oluyorsun..
üçüncüsü ise..
anti alzheimer egzersiz gibi..
yanı açık kalınca çözmen gereken bir sorun olyor onu çözüyorsun .. nöronların titreşiyor.. =)
badi yapıyor..
dört ve en keyifli güzelliği ise..
yaparken seni alıp o antikacılar çarşılarında ustalarla çay içerek istediğini tarif ettiğin serin sonbahar gününe götürüyor..
21liğin okul çıkışında okulun karşısındaki pabetlandda derdini dağıtmak için illa bir alışveriş bir kahve ve bir limonlu merengle günü sonlandırdığın yıllar geliyor..
hem.. limonlu merengin daha iyisini asla yemedim ömrümde..
pabetland gitti..
benim için istanbulda limonlu mereng bitti..

yani bu işler.. zaman yolculuğu yaptırıyor..
ayrıca son olarak..
çevreye faydalı oluyorsun..
yeni bir ağaç kesilmedi bu raf için.. ekolojik yani..
,
hem sorunlu sevimsiz köşe güzelleşti..
hem de oldukça kolay bir proje oldu..
iki delik iki dübel iki vida..
biraz matkap kullanımı biraz tornavida..
biraz boya biraz vernik..
biraz fırça darbesi biraz sarı bez sürüntüsü..
biraz tutkal birkaç santim kağıt bant..

öyle kolay oldu ki..
bunca yıl homurdandığıma değmedi.....


artık karşısına geçip konyağımı yudumlamaya uygun.....

bu ahşap oymalar iki tane idi.. hem..
diğerini de şu dekoratif oyma gibi bir ayağa takmalı..
biryerlerde bir ahşap bloğum vardı benim bahçede sanırım onu bir aramaya başlamalı şimdi...=)





buduarın otuzundan iki üç dört ve beş....

$
0
0


tamam ..
iki üç dört beş altıncı gündeyim..
yaptım bişeyler yaptıklarım da var.. demiştim..
o yüzden ara günlere önce yapmış olduklarımı yazayım o arada bişeyler üretirim naslsa..

bi kere saime hnımdan kalan bir gül büfem var..
ince ve zarif kendisi gibi..
bir vitrin büfe değil..
içinde üç cam rafı var..
toplam dört raf ediyor.. dibiyle beraber..
benim evim karanlık.
hep söylüyorum.. verandamsı yer ve ağaçlar yüzünden öyle parıl parıl aydınlık olmuyor o yüzden ışığı yansıtan açık renkler istiyorum etrafımda ama saime hanımdan kalanları boyayamıyorum..
gül ağacı da çok güzel bir dokuya sahip..
o zaman nasıl açacağım rengini derken..

duvar kağıdı ile kapladım içini ama tam kaplama değil..
sadece incecik zımbaladım.. çıkardığımda pek bi hasar vermeyecek.. ama duvar kağıdı tek bşına pek sırıttı kenar köşelerde..
ben de.. güzel bir kordone buldum ..
onu kağıda silikon tabancası ile yapıştırdım..
dikişten anlayanlar .. bilir..
iyi terzilik.. budur..
önemlidir.
sağlam silinebilir ve şık üstelik açık renkli oldu.. aydınlandı..





bu dolap saime hanım bir taşınma döneminde iken eve giren ustalar tarafından devrilmiş..
içinde ne var ne yok kırılmış..
anlatırken pek üzülürdü.. ben de dinlerken sanki ali baba hazinelerini kaybetmişiz gibi üzülüdrüm...
bizim evde.. ellenmesini istemediği herşey.. ve nakışlı örtüler sergilenirdi.. ben sergilemeden ziyade..bildiğin kullanıyorum..
yani doğrudan servis için kullanılıyor.. günde kırk kere kapağı açılıp kapanıyor....
çay takımları peçeteler ve içki servisleri var içinde..


kaynak


üçüncü güne.. tekerlekli salon dolabı imalatını koyalım..
ne yaptım.. evde boy boy çeşit çeşit kitap rafı var..
benim de kanapenin arkasında kalacak üzerine iki lamba konulacak bir dolaba ihtiyacım..
ölçtüm kanapenin arkasını enini boyunu..
ve eldeki fazla rafları bir tanesi tam oldu..
onu marangozla beraber.. yan yatırdık üzerine bir hoş parça kestik.. ara rafları çakıldı tekerlekleri takıldı.... boyandı.. pek güzel oldu.. ve marangoza verdiğim el harçlığı dışında bir masraf olmadı..
geri kalan herşey evde vardı zaten..
böyle kendimi akıllı hissetmeyi seviyorum.. bu dolap var ya..
ömrümü yedi..
daha çocuks bebe iken evde bulunan bi dolabı.. çestırın arkasına çekivermiştim..
üzerine iki opalin lamba..
daha çb oturur oturmaz kolunu koltuğuna arkasına doğru sallayıp..
abajurlardan biri sallanmaya başlayıp ben uçup yakalamıştım kırılmadan..
gayet sakin..
buraya her oturanla böyle uçmak istemiyorsan bence kaldır dedi..
herkes kolunu kanapenin arkasına atar..

atar mı gerçekten..
niye..
yani ben hiç atmam.
kanapenin ta sırt dayama yerine neden kolumu atayım ki.. kanapenin kol koyma yeri var..

kanape arkası dolap manzarası


gerçi bu seferkine de bir kaza riski oldu bile.. ama hem tekerlekli olduğundan kaçabiliyor dolab-cık.. hem de bu kez abajurlar kumaş.. ayakları metal..
düşürülebilir hasarsızca..
ben hala otururken bu kadar kolu bacağı uzatma durumunu anlayamıyorum..
ha uzanmak yatmak ayakları altımıza toplamak saba melikesi durumları hepsini anlıyorum da..
kolu kanapenin sırt dayama yerine atma gereğini çözemedim..
inceliyorum çözünce yazarım..
kanapenin arka manzarası

kitaplık önü yazılı abajur şapkası =)


fotoğraf evin değil..
sadece pinterestte hoşuma giden görünümleri topladığım
mantar panomdan.. bir tanesi..
diğerleri nasıl diye merak ediyorsan şuraya..

içimde kalan ve para harcamadan ve doğaya zarar vermedem gerçekleştirdiğim ev süslemelerini seviyorum..
gözümün değdiği yeri sevince beğenince huzurum keyfim ve konyak veya merlo tüketimim artıyor.. =)

dördüncü gün için..
çarşaf etiketlenme işini yazayım..
bizim evde çarşaflar nevresimler hep gezer.. özellikle nasıl oluyor bilmiyorum ama aynur hanım tek kişilik lastikli çarşafı çift kişiliğe bile takmayı başaranlardan.. bir bunu bir de.. askılarımızı birbirine katmadan duramıyor.. sırf bu nedenle renkli askılar aldım ahşap askıların sarı ve turuncu olanları çekirdeğe.. mor ve beyaz olanları bana.. düz ahşap olanlar çbye dedim ama başaramadım..
 askılarımı kılıfladım.. sırf bu yüzden..  şimdilik bi onlara dokunamadı..

çarşafları etiketlemek pek kolay bişi..
bir adet altın rengi ispirtolu kalem kalın uçlu edindim.. miştm.. en kaligrafik yazımla..
baş harfleri yazdım.. ütüledim o köşeleri..
sıcak boyayı sabitler..
=)..
denendi başarılı.. tavsiye ederim..
artık sıkıysa karıştırsın..

beşinci güne kahve köşesi projesini koyayım..
bunca kahve seven kadın olarak.. sadece bir kettle durup duruyordu bi köşesinde mutfağın bu böyle olmaz dedim..
bir adet tepsi koydum önce..
sonra içine kettılı.. ve bir şekerlik.. sütlük içine şirin kaşıklar..
coffee time yazan kahve desenli peçeteler.. dantel görüntülü bir peçetelikte..
sonra.. bir de çay kutusu koydum çay severleri de kapsasın tepsim.. kutuyu de ben boyamıştım..
patine beyaz..
bir iki şirinlik daha olacak da.. az vakit.. hepsi bir arada köşe şirin oldu.. işte iki üç dört beş.. =)..
altıyı bari fotoğraflayıp.. anlatayım akşam..
hem bu yazıyı da foto edit ederim belki sonradan..

edit saat 23.den sonra fotoğraf ekledim birkaç tane..
şu tekerlekli kanapearkasıdolap ile ilgili konuşasım var..
o benim okumadığım kitaplar dolabım oldu.. çok da iyi oldu..
leke de çok beğendi..

okunmamış kitaplar dolabı

tekerlekleri sayesinde çekilip itilip devirmeden temizliği yapılabiliyor.. ve 
abajurların .. tüm elektrikli aletlerin yerlerde sürünen kablolarından nefret eden ben için..
süper de saklama fikri geliştirdim.. saklama derleme toplama..

velkro band ile.. hem çiftli prizi hem de kabloların fazala uzunluklarını toplayıp dolabın arkasına sabitledim

kablo düzenleme

pek de düzenliyimdir.. =)



buduarın otuz günü altı yedi sekiz..etek.. lamba.. yastık..

$
0
0
buduarda üç yenilik.. birincisi tavan lambaları..
önceleri.. kadın göğsü modelinde tavan lambaları vardı.. ama pek ruhsuzdu onlar.. o yüzden çıkardım cam kapaklarını.. hatta bir tanesinin metal tesbit yuvarlağını da.. kartonpiyer göbeğin yarısı da beraberinde geldi.. tamir edilebilesi değil.. oysa iki kristalli lamba sallandırasım vardı.. olmadı.. koçtaştan iki tane akriilk göbek aldım... birini üstten yapıştırdım.. ayıp kapamaca.. ama istediğim sonucu alamadım.. ikinci metal parçayı çıkarmadım o yüzden yatağın üzerine geleni.. o da elimde kalacak diye.. korktum.. böylece bir adet.. metali de kapatacak büyüklükte yuvarlak şapka arayışına geçtim.. çabuk bulundu.. zaten böyle bir abajura sahip olup da asacak yer bulamayan arkadaştan geldi cevap.. ama.. tavanda asılı şeyi örtmesine rağmen.. alttaki açıklıktan pek çirkin görünüyordu metal.. vidalar ampul filan.. abajurun üç köşesine (yuvarlağın köşesi olmaz ben de biliyorum.. eşit aralıklarla eşgenar üçgen köşeleri oluşturacak şekilde üç noktaya)ataşları açıp s harfi haline getirerek taktım.. slerin bir tarafları abajura diğer tarafları .. metal yuvarlağa geçirildi.. abajurun açık kalan yerine.. bir miktar.. önceden kesilip kullanılması amaçlanmış da kısmet olmamış ikeya perde kumaşı.. dikildi.. son haline karar vermedim.. bu sallantılar.. jüpon gibi.. buduara gidiyor aslında.. kenarlarına bir kaç kristal sallandıra bilirim de.. ya da jüponları arttırabilirim.. şimdilik yerinde iş görüyor ve baktıkça.. esin perileri çalışır diye umuyorum..
ama şimdilik alttan görüntü de dantelle kamufle oldu bence uygun.. hem buduarın perdesine de uydu.. yatağın bazası fazla modern bir kumaş ve renkte.. gri süet.. buduara yakışmadı..
saime hanımın karyola etekleri vardı pembe gölge işinden.. onları bazaya zımbalamayı düşündüm ama hem temizlenmez hem de hırpalanırdılar.. bir adet çarşaf bazanın üzerine serilip.. yerinde o etekleri iğneledim.. sonra makine dikişi ile sabitledim.. hem kaymıyor..hem bazanın açılmasına engel olmuyor.. hem de fazla kumaş kaybı olmadan etekler kurtarılabilirler istendiğinde..
yatak tamamlandı artık.. bu arada yatağın üzerindeki yastık.. düz beyaz kanvas kumaştandı.. içine bir gazate koydum.. bir tarafını boyarken diğer yüze de boya geçmesin diye.. akrilik boya da neymiş.. ben duvar boyası severim dedim.. boyacıların kullandığı az yapışkanlı kağıt bantla çizgiledim önce.. aralarını boyadım.. daha boya ıslakken hemen bantları çektim aldım.. (altına boya akmasın diye).. sonra kalıpla.. kenarına asalet timsali flör de lis (zambak çiçeği) desenleri boyadım.. gene kalıbı hemen alarak.. altına boya akmasın diye.. boya kumaşa sertlik verdi.. ince zımpara kağıdı ile hafif bir zımpara onu da halletti.. son halinde iken.. bir de ütü bastım.. boyayı sabitlemek için..
renkleri ve konsepti yakaladı yastık da böylece.. buduar pek keyifli bir alan oldu artık.. hem deneme tahtası.. hem proje ortamı hem de. kaçış alanı..

yılbaşı.. paylaşma.. bağış ve diğerleri..

$
0
0
yıllardır blog yazınca.. yıllardır yılbaşı da yazarım.
 uzatmayayım atalet ve yılbaşı hakkında.. ama okumadan da geçme diyeyim.. 
bir de.. geçen sene kitaptan ağaç yapışım var..
yıllarca süren ağaçsız yılbaşlarına bir kavırlama olsun diye..
 bu sene de.. bir ışık ve bir pırıltı arzusu içindeyim..
her yerden yansısın.. şavksın.. doymuyorum..
 o yüzden döne dolana yılbaşı bekliyorum..

 geçenlerde daimi okuduğum amerikalı bi kadın blogcu..
 millet kudurdu diye yazmıştı.. daha şükran gününü kutlamadık.
ama bak şimdiden millet evlerini süslemeye başladı..
hatta komşulardan biri evin bahçesine noel babalar filan da koymuş durumda..
 bilindiği üzere.. bu noel meselesi dini bir meseledir..
 önce şükran günü.. kasım sonunda.. ve sonra da.. noel kutlanır..
 isa kılpayı ile kardeşim olur aramızda üç beş saat farkıyla doğmuşuz..
 hah işte o da tamamlandı mı aralığın yirmidördünde..
sonrası da yeni yılı karşılamadır..
hep birlikte dünyaca..

 her birinde süslemeler değişir.. birinde kabaklar..
ve yılın getirdiklerine şükretme ki bu sadece amerikalılarda vardır
zira koca hristiyan avrupayı bırakıp da gidip yeni kıtaya yerleşip orda açlıktan sürünüp
ilk mahsul aldıkları yıl.. şükretmek için başlamışlar bu adete..
o yüzden kabaklar mısırlar fındıklar filan.. baş rolde..

 noel .. hristiyan aleminin.. kırmızı yeşil beyaz renklerde ağaçlar..
dilekler ışıklar pek güzeller..

 gelelim.. yeni yıla
o zaman da hoşgeldin yeni sene süslemeleri..
 işte bizim blogcu kadının şikayeti..
şükran gününden önce.. başlayan hoşgeldin 2014 yazılı yeni yıl kutlamalarının bile hazır olmasıydı..

birisi de yorum etmiş.. sen de hoş geldin 2030 yaz.. en öne geç diye..

 yılbaşı dönemini severim.. kokinalar olur hayatımda..
beni sevindirirler..
kokinalar olur.. beni hüzünlendirirler.. hatta sizi bile hüzünlendirirler..
likörler.. erken kararan gün sonunda eve vardığımda ağacımın ışıltısı..
iyi kötü anılar.. özlemler.. huysuzluklar..
 bu yıl gene bakınmalardayım.. nerelere ne koysam diye..
ve kimlere ne sürpriz yapsam.. bir kaç kararım var..

bu yıl armağandan yana daha yaratıcı olacağım..
ve yardımsever olacağım..

ben bu yıl dostlarım adına.. bağışlarda bulunacağım..
 ve onların sertifikalarını allayıp pullayıp armağan edeceğim..
birer de imza kızın armağan edeceğim..
ve lalenin başlattığı anaokulumuza da kartlar yazacağım..
 ben onlara birer pastel boya birer boyama kitabı göndermeyi düşünüyorum.
 ahmet öğretmen itiraz etmezse..

 yapılacak kartlarım.. el emeği olacak..
bu yıl.. aralığı.. üreterek geçireceğim..
hem maddi hem manevi..

 çok takipçim yoktur benim ama..
dostlarım da paylaşırsa..
bu yılbaşı bizde.. paylaşmanın yılbaşı olsun..
 bağışlar armağan edelim.. birbirimize..

derim ve site site vakıfları dolaşmaya giderim....

zencefilli yılbaşı kurabiyesi.. anısız pişen şeyler..

$
0
0
kurabiye yapıcam..
yılbaşı kurabiyesi..
ben çoktan havaya girdim..

eve gelmeden önce tereyağı aldım..kurabiye için...
diğerleri vardı evde.. baharat un şeker filan..
zencefil olucak kurabiyemde..
zencefilli kurabiye..
martha stewart..
6 cups un ele..kabartma tozuyla beraber..

esmer şeker..

a evde yok..
markete git.. acaba başka eksik varmıydı??.. pudra şekeri de alayım.. üzerine serpmeye..
belki yoktur..

eve dönülür..

zencefil.4 tatlı kaşığı. tarçın 4 tatlı kaşığı.. karabiber 2 tatlı kaşığı deniz tuzu..bir tatlı kaşığı..

zencefil aranır taranır.. bulunur..kokusu kalmamış bunun..

markete gidilir..
zencefil alınır..

yolda ay keşke baksaydım başka eksik varmıydı??..

esmer şeker.. 2 cups..
2 yumurta..
aaa yumurta da bitmiş..guglanıma sorulur..
yumurtasız yeni yıl kurabiyesi.. zencefilli..

arada pekmezli tarifler elenir..
sonunda..
gugla ve iki yazılı basılı tarife bakılarak..
yeni bir tarif oluşturulur..

heyyy kibele altı üstü kuraiye..
birinin şeker/un oranı diğerine.. uysa ölür müsünüz ayh..
ha bire birim hesaplayıcıya sorulur.. un için.. cup kaç gr..
esmer şeker için peki..
ay bi de bildiğin şeker için söylesene..

daha önceden ölçülmüş unun bir kısmı geri alınır..
kabartma tozu son partide eklendiği için.. kesin geri giden kısımda kalmıştır denir..
yeniden eklenir..

yapılır..
mutfak toplanır..
yorgunluk kahvesi ile oturulur.. fırın öter..
tadılır süper..

beş kaynaktan elenmiş ayrıştırılmış..
özgün tarifimdir..

ataletin yılbaşı kuraiyesi..

4 cup un (bende ölçek var..ama gram olarak 225'e denk geliyor.. iki cup un..)
1.5 cup şeker (300 gr)
1.5 tatlı kaşığı kabartma tozu
4 tatlı kaşığı tarçın.. zencefil..
2 tatlı kaşığı karabiber..
1 tatlı kaşığı iri taneli tuz..
250 gr tereyağı oda ısısında..

tereyağı ve şekeri.. robotta krema haline getirin.. ( robot yoksa kek karıştırıcı.. o da yoksa elle de olur..)
unu kabartma tozuyla beraber eleyin
baharatları.. şeker tereyağ karışımına robot marifetiylekarıştırın..
sonra unukatın..
robotla devam edebilirsiniz..
önce ekmek ufağı gibi olacak karışım unu katınca..
devam edin..
bütün karışım hamur topu halinde robotun orta ekseninin etrafında toplanınca tamamdır..
ya da elle yoğurun..
strese bire birdir..

çok sert olursa.. tek topak haline gelmekte zorlanıyorsa.. soğuk su ekleyin azcık..
elinizi ıslata ıslata yapın bi anda cıvıklaşıp.. gene un eklemek gerekmesin..
sonra 15 dakika buzdolabinda soğutun..

kukilerin sırrı budur..
hamur soğukolcak ki kuki kıtır olsun..

bu karışım 4 tepsi kurabiyeye yetti..
bi ufak top da buzdolabında duruyor..
tart olcak..olmasaydı.. 5 tepsi kuki.. ye ye bitmez.. kutula kutula armağan et.. "6 tanesini 17 liraya" promosyon fiyatı üstelik veriyorlar..

sonra hamuru unlu ve soğuk mutfak zemininde açın 3-4 mm olsun..

istediğiniz kalıpla kesin..
ben yıldızları sevdim bu yıl ama.. yılbaşı ağacı şeklindeolan da vardı.. ondan da yaptım bir tepsi..

bardakla yuvarlak da olur..
ucuna delikaç kürdanla.. içinden ip geçirip ağacına as.. elini korkak alıştırma..
al ucuna çöpşiş şişi sapla.. lolipop gibi olsun.. kocaman yap pasta taağının etrafından kesiver..
arasında krema ile bir kaç kat.. pasta olsun..
herşeyi kaldıran tarif bu..

180 derecede 20 dakika..
şimdipüfnokta bir..
hemen çıkarın tepsiyi fırından.
tezgaha şöyle bir vurun.. pıtır pıtır atar kukiler yerinden..
alın elinizi üfleye üfleye onları ızgaraya dizin.. o arada ikinci tepsi kuki.. fırına girsin..
püf nokta iki..
fırın sıcak ya şimdi daha çabuk pişerler.. 16 dakika yeter..
böyle böyle dört tepsi pişer..
iyise soğuyunca..
kutuya dizilir.. kapatılır.. 2-3 hafta dayanır..

servis sırasında..
pudra şekeri serpilebilir üzerine.. azcık tarçın serpilebilier..isterseniz.. kremayla süsleyin..
boncuk yapıştırın ne isterseniz..
ben sade severim..
lezzeti çok güzel..

yılbaşı kokulu..
yılsonu kokulu..
zencefil... kokulu..
ben yaptım.. diyorum okan sesiyle...





puf kılıfı.. hem detüllü.. buduar modeli..

$
0
0
uzun zamandırproje eklemedim..
zaten pekbirşey de yapmadım..
benimkisi bildiğin direniş..

direnişin sonu..
birkoket puf oldu..
yeni yıla bir bitirilenlegirmek ..
belkidegereken büyü unda saklı..
belki de bu yıl bir çok şey yapacağımdır..
kim bilir..

bu pufu bir eski eşya satıcısından almıştım ..
üzeri kirli bir damask kumaşla kaplıydı..
iki berjerin arasına kullanacaktım..
ortamdaki kare kareliği kırmak için..

evetböyle şeylere dikkat ederim..
aynı alanda herşeyin kare olmamasına..
ya da fazla sayıda yuvarlak masanın bulunmamasına..
ideal yaşam alanı yaratacağım ya..
şaşkınımdır öylseine işte..

yüzyıl başı denilen dönemdem.. 1930lardan..
basit aslında..
ama sağlam..
ben onun bir tuvalet masasının pufu olduğuna inandım nedense.. alırken ama benim salonumda durdu sonra çekirdek odasına aşırdı..
ve kısa bir zaman sonra bıkıverdi..

siyah istiyor..
kılıf istiyor..
ben deyıkanabilsin istiyorum..
zira çekirdek bildiğin çekirdek..
aradayıkanması gerekiyor onun odasındaki herşeyin..
uzun süre sürüncemede kaldı bu istek..
puf benimle konuşmadı çünkü..
ama bugün konuştu..
bitmiş halini gördüm.. beynimde..

gelelim malzemelere..
kumaş.. ve artık herşey..
tül kurdele..süslemem malzemesi olarak kullanmak istediğin herşey..


fotoğraflar telefonla çekildi.. o yüzden biraz soluk.. aslında kumaş soluk gibi görünüyor..
ama alırken özellikle..
tozlu bir erik moru.. seçmiştim..
şimdi neden diye merak ediyorum ben de..


aslında çok beğenip  yazlık sahil çantası yastık ya da birşey!! yapmak için 
aldığım siyah üzerine basılı martılı deniz fenerli kumaşla birlikte aldığım siyah kumaşı kullanmaya karar verdim..


önce pufun üzerini örtecekbir kare kesip üzerine serdim.. 

sonra çepeçevre kenarına yan kısımları oluşturacak kumaşı iğneledeim..
iğneleme bitince kestim kumaşı.. alt kenarda 2.5 cm fazlalık bıraktım..
sonra teyelledim..
iğneleri çıkardım..
içini dışınaçebirdim ve yeniden giydirdim pufun üzerine..


böyle göründü..


sonra sürfile makasıyla kestim daireşeklinde..
eteklerini kıvırıp iğneledim..


budurda yapılan pufların..
buduardan izler taşıması gerekir..
biriktirici kadınlar karışık evlerde yaşarlar..
ama çok malzemeleri vardır..
çekirdek hanımaaldığımız ilk gece elbisesi.. mini etekli altından tülleri sarkan bir elbise idi..
siyah döneminden çıkmaya karar verdiği gün birpembeli siyahlı kareli, gömlek bir de kırmızı siyah kareli etekleri tüllü elbiseyi almıştık..
sonrasında aslında elbiseyi fotoğraf çekmek için aldığını anladım ama..
olsun..
zor ergenlik geçiriyordiye..
ergenlerimizi evden atamıyoruz ..
onun yerine..
elbise üzerine dökülen şey yüzünden atılmak zorunda kalınca..
astara dikili olduğı yerden astarıyla beraber kesip almıştım.. tülleri..
onu da iğneledim ters olarak takılı duran puf kılıfına..

bu tülleri.. 
çekirdeğin odasında kullanmamak olmazdı elbet..



sonra bir makine de onun üzerinden geçtim..

sonra ütüledim..

ütü tahtamı da anlatmadım aslında..
ikeadaki şu minicik tahtalardan.. sadece kraft yaparken kullanıyorum..
ütüye suyu da.. bir sütlükle koymam kimseyi şaşırtmaz değilmi..
o plastik suluklarından nefret ediyorum ütülerin..

ne olsa kraft düşkünü budura yaşayanı kadınlar..
tuhaf şeyler yaparlar sırf yaşama bir nebze baharat katmak için.. yaşarlar..


tül fırfırı diktiğim yerdeoluşan dikişin üzerinden de birkurdele geçtim..
böylekurdele gibi şeyler için..
ütüyle yapışan bantları kullanıyorum..
dikiş malzemesi satan yerlerde bulunuyor..
önceütüyle kurdeleye yapıştırıp sonra üzerindekikağıdı soyup.. kumaşın üzerine koyup bir daha ütülüyorsunuz..


son ütüyü de yaptıktan sonra...


buduardan bir gece güzeliçıktı..
yılın son el işi oldu..
süslü tüllü kurdeleli..
tam bir buduar güzeli..








kendine ait bir oda.. çalışma masası.. kolaj ve yazı transferi ve vircinya ..

$
0
0
kaynak

yıllar önce bir çalışma masası görmüştüm bir eskicide..
böyle zarif birşeydi..
bayılmıştım ama o zamanlar benim için çok pahalı idi..
ama istiyordum..
ben de sevgili eski ahşaptan reprodükyion yapma ustası marangozumu götürüp gösterdim..
bunu istiyorum diye..

o zamana kadar zarif şeyler üreten marangozum..
malesef bu sefer fena çuvallamıştı..
orantısı güzeldi ama kabaydı..

kaynak

öyle ya da öyle yıllarca kullandım..

iki sene önce açık renk tutkum geldiğinde boyadım..
bej rengine..
kulplarını değiştirdim..
içine çok güzel bir kolaj çalışması yaptım.. tezer özlü .. okumakla ilgili yazılar olan..
bazı kitapçıların kağıt poşetlerini kullandım..
ve kendi el yazımla not aldığım bazı kitaplardan alıntılar..
seviyorum onu artık.. güzeloldu ama dışı hala dümdüz..

sonra bunu gördüm..

kaynak

eski kitap kapaklarından yapılmış posterler..
hoşuma gitti..

sonra bunu gördüm..

kaynak

şimdi hepsi birbirine girdi..
ve benim kitap sanatı..
çalışma masası şekillenmekte yavaş yavaş..

fotoğraf makinesi şarj oluyor..
ve boya kuruyor..
bir sonraki yazıda..
anlatabilmeyi umuyorum.. =)











kendine ait bir oda.. dışa yolculuk.. vircinya.. canıtın.. yazı masası.. kolaj ve transfer..

$
0
0

bu benim çalışma masam..
beyaza boyanmış hali..
şu anda o duvarın önünde değil.. 
o duvar tamamen kitaplık oldu..

bu beyaz hanımın da yeni yeri buduarda.

vircinyanın kendine ait bir odasının ilk basımının kapağını.. fotokopiyle büyüttüm.. 
ve kitabın adını


 ve yazarın adını kullandım..



yine onun bir profil resmini buldum ..
onu da fotokopiye götürdüm..



yazıların arkasına bir karbon kağıdı.. yerini yarlayıp kalenle harflerin kenarlarından geçtim..
karbon kağıdı yoksa..
o zaman da..
kağıdın arka yüzünü kurşun kalemle tarayarak ve yine harflerin kenarlarından geçerek yazıyı masaya aktarabiliriz..

bu sefer genel olarak göz kararı ortaladım göz kararı yerleştirdim..
önce yukarı kitabın adını yazdım..
içini fırça ile akrilik siyah boyayla doldurdum..
bu kapağın özelliği..

kaynak
kızkardeşi vanessa bell tarafından tasarlanmış olması..
ama ortadaki grafiği sevmemiştim.. ayrıca bir progil çalışması istiyordum odama..
ama yazı karakterlerinin zaten fırçayla yazılmış gibi olması işime geldi..
ama her karakter boyanabiliyor..
iyi bir samur fırça ile.. ince uçlu bir fırça ile her yere
yazı yazabilir imza atabilirsiniz..

üstteki yazı kuruyunca..
yazarın adını..
aynı şekilde yazdım..
ki bu boya yarım saatte bir kahve molası süresince kuruyor..



en son olarak da..
profili muntazam kesip çıkardım ve beyaz tutkal ile.. ortaya yapıştırdım..
altında hava kabarcığı kalmasın..
üzerinden kredi kartı gibi bir plastikle geçebilirsiniz.
kabarcık kalırsa da.. o zaman da..
bir toplu iğne ile delip bastırarak havasını boşaltabilirsiniz..
iş bitip herşey kutuyunca azıcık zımparaladım harflari..
amacım çok sert çok siyah görünmemeleri..

ay çok anlattım ama vernik de atılacak..
elbette..
korumak gerek bu güzelliği..
bunu.. işte..


üzerindekilerle beraber bir anlam bütünlüğü oluşturuyor bence..


kokoş kadın.. çekirdeğin armağanı pullu payetli.. çantalı şapkalı kolyeli askılı göğüsdekolteli file çoraplı topuklu ayakkabılı =P..
bir elini de veda eder gibi havada tutuyor..
arkada duvarda ise..
fonu eski kitap sayfalarından.. önünde..
gitmek temalı kitap kapağı vircinyamın dışa yolculuk"isimli ilk romanının kapağı olan.. ve elbette..
canıtının silueti ile bütünlenmiş olan kendi yapımım duvar panosu asılı..

zaten kendine ait bir odası olan kadının..
keyfi yerinde..
dışa yolculuğu kolay ve keyifli olur değil mi..

bir poz daha..


hoşça kalın.. 
eliniz boş durmasın...





kitaplık kurdu için kağıttan bilezik tarifi...

$
0
0
bize mükemmel bir kare gerek..

önceköşeyi kıvırıp fazlalığı kesiyoruz sayfadan..
çocukluğumuzdan beri yaptığımız gibi..





karemiz.. =)




ikiye katlıyoruz..
iki eşit dikdörtgen lazım çünkü..


iki dikdörtgenimiz...





dikdörtgenleri boyuna ikiye katlıyoruz..




sonra kesik kenarlar ortadaki çizgiye denk gelecek şekilde  içe doğru yine katlıyoruz..

 iki ince şeridimiz oluyor.. dört katlı şeritler..


bunları da ortadan ikiye katlıyoruz..


yine orta hatta ilk katladığımız yere doğru içe katlıyoruz...

bunlardan 10 15 tane hazırlıyoruz..
malzememiz bu katlanmış kağıtlar..


bu da elle çizmeye çalıştığım şekilde katlama harıtası..


şimdi birleştirmeye başlıyoruz..
iki tane katlanmış sayfayı alıyoruz..


birini diğerinin içine yerleştiriyoruz.. birinin katları diğerinin kat aralıklarından geçecek şekilde..


böyle .. 
sonraya araya soktuğumuzu diğer yandan çekerek yerleştiriyoruz..


yerleşince böyle görünecek.. muntazam bir v harfi..
şimdi bir yeni malzeme alıyoruz.. ve onu içe geçirdiğimizin aralıklarından geçiriyoruz..



üç tanesi birleşince şekil oluşmaya başlıyor.. 
devam ediyoruz..

  bir tane daha ekliyoruz.. ok yönünde..


çekiştirip yerleştiriyoruz..
sıradaki..


ok yönünde..


ok yönünde...çekiştirilipyerleşmiş hali.. ve ..
sıradaki..


bu sefer gene aşağıdan yukarı..


bu yöntemle devam ediyoruz..istediğimiz uzunluğa ulaşana dek..
on oniki tanesi.. bilezik olmaya yetiyor..
kitap ayracı olablir..
üç dört tanesi..
anahtarlık olur..
uzun bir zincire geçip.. kolyeye dönüşür..

benden hasır örgüyüöğretmek..
isterseniz..
boncuklarla zenginleşebilir..
damgalanabilir..
bir kaç sıra üretilip..
çantaya biledönüşebilir..

gerisi hayal gücüne kalmış...
ben sonuçta ne elde ettim merak ediyorsanız bi zahmet kitaplık kurduna bakacaksınız




Image Hosted by ImageShack.us

kitaplık kurdu için.. yeni kitaplı proje..

$
0
0

iyi ki.. kitaplık kurdu var.. yoksa pek birşey üretilmeyecek ataletin buduarında..

bugün kısa ve kolay bişey..

önce evde malzemeavına çıktım..
buna karar verdim..

 
eski bir sözlük.. ahı gidip vahı kalmış..
evde kullanan da yok artık..
hem kardeşleri var..
ablaları var..
kocamanları var..

yine de titreyen ellerle.. kapağını açtım ki.. o zaten ayrılmış gitmiş.. 
tutkal kurumuş kapak ayrılmış..


kapağı kenara bıraktım..
ve bir fil amçtım..

başladım kıvırmaya.. 
hızlı ilerliyor..



kolay yapılıyor.. sadece kıvırıyorsun..

öyle stresli.. cetcelle filan ölçmene gerek yok..

 
dış kenarı içe doğru kıvır.. sonra üzerinden bastır..


sıkı sıkı kıvrım yerini belirleştiricem diye delirmeye gerek yok..
yeterli sayıda sayfa kıvrıldığında..
birbirlerini sıkıştırıp..
kıvrılanın yerinde kalmasını sağlayacaklar zaten..
hepsini kıvırınca..
altına bir karton kesip yapştırabilirsin..
bel ilk sayfalardaki daka kalınca kağıdı çevirip kıvırdım..
ne olsa acelem vardı..
kitaplık kurduna proje yetiştirecektim..
ama sen daha titiz çalışabilirsin sevgili okur..



zaten hızlı ilerleyen bir projeyi itiştrme lütfen..
iki üç sayfayı aynı anda kıvırma..



sabırla katlarsan bak nasıl güzel bir kart vizitlik veya..
srgileme düzeneğin olur..
adını ne koyacağımı bilemedim..

ama ..


nereye koyacağımı gayet iyi biliyorum..
yakından görmek istersen..
lütfen bir klik ile.. kitaplık kurduna alalım seni..
hadi gel..









üç K.. kanapeler.. kitaplar.. kahverengiler.. yok şaka.bir sanatçı gibi araklamak hakkında..

$
0
0

dün kitapçıda gezerken..
dikkatimi çekti kapağı..
kişisel gelişim kitaplarını sevmem ama..
biraz dalga geçer gibi olunca severim..

bir sanatçı gibi araklayın.. diyordu kapak..
 azıcık karıştırdım..
beklediğimi beklerken.

konu bence hep gündemde..
birilerinin birilerinin emeğini aşırmasına hep karşıyım..
avaz avaz karşıyım..
telimi tüyümü dikleştirmek istiyorsan bana bağlantısı paylaşılmamış..
sitasyonu yapılmamış eser göster..
hatta gösterme..
sadece bahset..

bu sabah da bir ciyaklandım mesela bu nedenle..
neyse..
hep müzikte sekiz ölçü de..
diğer eserlerde ne diye soruyorum..
bir de şu çizgi dizi vardı sanat üretmek isteyen insan kaynakları merkezli holdingde geçen..
dilbertta..
sanat deyince aklına ne gelir..
mavi olmalı diyordu biri..
diğeri..
ördek diyordu herkes ördek sever..
sonuçta mavi ördek yok satan oldu..
anında..
ama olmadık biri olmadık yerde (şişman göbüşünde dövme olarak.. stadyumda) mavi ördeği gösterince..
herkes elindeki mavi ördekleri şuursuzca yok ediyordu..

bir de şu kopi konform filmi vardı hani..
eğer orijinal olduğu sanılan 300 yıllık tablo meğer 450 yıllık tablonun kopyasıysa..
o 450 yıllık da aslında ressamın modelinin kopyasıysa..
orijinal ne ki.. anlam boşluğuna götürüyordu insanı..

ve işte..
sanatçı gibi araklamak diyordu bu kitap da..

az karıştırdım..
iyi hırsız ve kötü hırsız arasındaki farklar listesi çok ilginç geldi bana..

dönüştürür..
karıştırır..
bir çok yerden çalarsan..
iyi hırsız oluyorsun..

bu durumda gururla söyleyebilirim ki..
ben iyi hırsızım..
bırak gördüklerimi kendimce yorumlamayı..
ben zaten eve gelen az şeyin evde yaşamını geldiği gibi sürdürmesine izin veririm..

sütlük olarak gelen.. çiçek suluğu olur..
suluk zaten kendisi.. kuş yuvasına döndürülür.. 
peki desem ki.. kuş yuvası da okunan kitabı baş aşağı 
koyuvermek için yatak baş ucunda görevlendirilir..
napalım..

bu da bir çeşit delilik..
olsa gerek..
neyse..


bir tane daha deyiş var kitapta..
noktaları paylaşın ama çizgileri birleştirmeyin diye..
onun da fotoğrafta okunamayan açılımında şöyle diyor..

"insanların fikrinizi çalmasından korkmayın..
fikirleriniz işe yarıyorsa..
insanların gözüne sokmanız gerekecektir.."

ne güzel demiş..
ondan bloglar bu kadar tutuluyor..
kendi yaptıklarını nasıl yaptıklarını açıklayan bloglar..
neler düşünerek..
hangi şartlarda..
hangi fikir akışıyla..
yaptıklarını anlatıyorlar..
kimden esinlendiklerini anlatınca ben gidip bi de esin perisine bakıyorum bazen..

fikir akışı ve dürüstlük  önemli.. hayatta..
her konuda..
yoksa akımlardan etkilenmemek ne mümkün..
öyle çok kahverengi kanape fotosu görüyorum bu ara..
acilen kahverengi kanape alasım gelecek.. hatta..
kapının önüne fırlattığım kahverengi kanapeye üzüleceğim neredeyse..
şaka şaka... =D..

son olarak..
mesafe ve farklılık yaratıcılığın besleyicileridir..
eve geldiğimizde ev hala aynıdır..
ama kafamızda birşeyler değişmiştir ve bu herşeyi değiştirir..
demiş yazar..
ki buna hiç itirazım olmaz zaten..



....


Image Hosted by ImageShack.us

kitaplık kurdu için.. duvar rafı...

$
0
0

geniş bir duvarım var buduarda..
okuma koltuklarının üzerinde..
yatağın tam karşısında..

duvarı süslü severim ben..
herşeyi süslü severim..

çalışmaköşesindeki masanın bir grup
çekmecesini iptal etmiştim..
yerine raf yaptım çünkü..
işte o çekmeceleri duvar rafı haline getirdim..
ama sonuçta çalışma masasının..
laminat kaplamaları pek de güzel görünmezdi buduarda..
bu kez boyamadım..
kapladım..

çok kolay..
önce eski bir kitap..
bir kutu beyaz tutkal alıp..
bir film açıp başlıyorsunuz yapıştırmaya..
iki kural var..
sadece..
kullandığınız çerçeve temizolucak.. 
iki yapıştırdığınız kağıtların altında hava kabarcığı kalmayacak..
hepsi yapışınca..
arkasına.. 
duvara asmak için bir kulp çakın ya da çaktırın eli yatkın birine..
kulpu da yerine takın gene.. 
sonra duvara asın bakalım..
içine ne dilerseniz.. dekor olur..
kitap olur..
içine raf kestirirseniz.. o da olur..

işte bu ilk foto duvarımı gösteriyor..
ama bir sorun var..
ben hava kabarcıklarını almayı pek becerememişim..

 


sonra evimizin herşeysi ikeada gezerken bunları gördüm..

fikrim geldi..



bunlar aslında sofrada amerikan servis olarak kullanılmak üzere hazırlanmış..
dörtlü paket halindeler..,
süperler..

hemen çekmecelerin içindeki..
kağıdı söktüm..
mantarları ölçüye göre kestim..
içine silikon tabancasıyla yapıştırdım..

kolay ötesi..
üstelik arada çektiğim fotoları
sergilemek istiyorum..
öylesine..
çerçebelemeden..
sadecehoşuma gittiğinden..
benimhoşum pek değişken..
işte o yüzden bu raflar..
pek yararlı oldu..
değiştirip dönüştürecek vinyetlerim var artık..






evet kolay..
çevreci..
dönüşümcü..
pratik ve güzel..

ben yaptım diye değil..
bu tip projeler..
hep öyle oldukları için...


Image Hosted by ImageShack.us

organizasyon merkezi oluşturmak.. mandallara yeni bir bakış..

$
0
0

tahta eski usul mandalları bulmak giderek daha zor olmaya başladı..
yakında koleksiyon nesnesi olcaklar neredeyse..
o yüzden onları da yaşamımıza başka bir alanda da olsa katmak gerek diye düşündüm..
bir hastamın odasına girdiğimde..
kitabının sayfalarını sabştlemek için kocaman bir kırmızı plastik mandal kullandığını görünce..
ışık yandı bir anda..
mandalı neden ille çamaşırla bağlantılamalı ki.. dedim..

mandallar..ve vazgeçilmez malzemem eski kitap sayfaları..

siz hala bir kita..p
 olmadı..
kıyamadınız dergi ya da hatta gazete sayfalarını..
basılı sözcükleri kullanmaya başlamadınız mı.. ev dekorasyonunda..
=)

eski sayfalar..
ve mandallar..
,


sayfaya aldığı kadar mandalı.. beyaz tutkalla yapıştırıyoruz.. mandala..
parmakla tutkalı mandala sürüp..
kağıdı üzerine yapıştırıp..
yine tutkallı parmakla..
kağıdın üzerinden bir kaç kere geçerek..
iyice yapıştırıyoruz..

mandal üzerine denk gelen sözcükleri seçebilirsiniz isterseniz..
ben rasgele yaptım..
ama mesela bir yazı başlığından yakalamak tutmak gibi sözcükler içeren bir yere denk gelse ..
mandal üstü yazısı nasıl hoş olur..

1 saat kadar kurumaya bırakıyoruz sonra.




maket bıçağıyla ya da makasla ayırıyoruz mandalları.. 
tabi baştan da yapılabilir bu..
yani mandaldan az büyük sayfa kesilip öyle de yapıştırılabilir..


sonraki önemli aletimiz zımpara kağıdı..
kağıdın yapıştığı mandal yüzeyin kenarlarını zımparalıyoruz..
bunu yaparken fotoğraflayamadım..
iki el gerekiyor..
makasla ya da make bıçağıyla asla kenarı tam kesemezsiniz..
o yüden mandalın etrafında kalan fazlalık kağıdı..
zımpara kağıdını tam mandalın bitiş yerine bir kaç kere sürterek ayırmamıs gerekiyor..
iyi terzilik gibi.. bu da iyi işçilik oluyor..
kağıt tam olarak ayrılmıyor gibi görünse de..
  tutun.. çekin..
nasıl ayrıldığınıgöreceksiniz..
geride kalan..  kağıda değil de.. doğrudan tahtaya basılmış gibi görünen sözcükler..


böyle güzel oluyor


bu arada..
varsa bir kaç da cam boncuk..
arkası düz olanlardan..
onlara da kağıt çok yakışıyor..
ben mandallarla beraber bir kaç tane de onlardan hazırladım..
onlar da çıktı aradan..


sizi bilmem ama..
ben başlayınca duramam ne bulursam kaplamaya başlarım..
yine öyle oldu..
biryerlerden hayatıma karışmış..
bi tahta evin damı yanı yine beyaz tutkalla.
kağıda bezendi..


sonuçta ne elde edebiliriz.. 
düşünmeye başladınız mı..

bir mantar pano bir magnet tutucu da varsa evimizde.. ya da buzdolabının kapağı olsun hadi..
düşünün bakalım nereye gidiyor bunlar....


nereye yol alıyoruz dersiniz..
sözcük damlı bir evcikle...


bir ipucu daha vereyim..
hani reklam diye dağıtılan önleri firma isim adresleri basılı magnetler yok mu..
 buzdolabı mıknatısları..
yumuşak olanlar ya da minik yuvarlak mıknatıs bulabilirsiniz belki..

işte onları kullanarak..
mandalların ve camların arkasına bunları yapıştırarak..
mandal şeklinde magnetleriniz olabilir..
ya da.. camın arkasına..
üzerine "alınacaklar" "yapılacaklar" gibi sözcükleri yapıştırıp..
 arkasına bir mıknatıs yapıştırıp buzdolabının üzerine takabilirsiniz..

ya da mandalları doğrudan mantar panonuza yapıştırarak..
kağıt tutucu gibi kullanabilirsiniz..
(ben bu yapıştırma  işlemleri için silikon tabancamı kuşanıyorum..
ama kaliteli herhangi bir yapıştırıcı da iş görür..)

elinizdekini ya da hayal gücünüzü kullanarak..
şöyle bir organizasyon alanı elde edebilirsiniz..

ya da şöyle..
minik evciğimi de kalemlik yaptım.. =)kitaplık kurdu için..



kolay gelsin....
hadi bakalım..
Image Hosted by ImageShack.us

kitaplık kurdu için duvar rafı...

$
0
0
artık değişim ve dönüşümden hoşlandığım açıklık kazanmıştır sanırım..
çalışmaalanımın hemen yanındaki duvar..
daha doğrusu kişisel tımarhanemim hemen yanındakiduvar..

hani şu çekmecelerden rafların takılı durduğu..

onun çalışma köşesine denk gelen yerine minik bir raf gerekiyor diye düşündüm ..
bir sabah erken yolda giderken..

şaka bi yana bir pazar günü.. evdedolanırken kaşınan avuçlarımla..
ve uzun süredir nette gördüğüm..
kitaptan yapılan rafları düşündüm..

bunu yapmanın bir kaç yolu var..
özel bir ayak var.. bazı marketlerde satılan..
onu duvara kitabı da ona vidalıyorsun..
üzerine üç dört kitap konunca.. görünmez oluyor duvara gelen raf ayağı..
boşlukta asılı duran kitaplar insan daha ne ister ki..

ama bende o raftan yoktu ve bir süredir arayıp bulamamıştım..

ikinci yol..
bildiğin rafın görünen kenarlarını kitap kapağı fotokopisi ilekaplamaktı..
ama o da yoktu hazırda..

oysa bir önceki nostaljik banyo dekorundan modern banyoya dönerken.. 
( evet öyle.. benim banyo modern sayılır bana rağmen..=D
 duvardan söktüğüm eski tarz cam raf ayaklarım vardı..

sonuç..
bir matkap.. iki vida iki dübel.. 
en sevdiğin fransızca kitabın..

matkabım yok ben kullanamam dersen..
hemen edin hemen öğren derim açıkçası..
ya da öp evdeki xy'yi..
yapsın..
ama ben kendim yapıyorum..
kırmızı ojeli ellere her şey yakışır..
matkap da yakışır..
zımpara da ..

ve sonuç..

duvara çakılan raf ayakları..


kitabın alt kapağını eskiden cam rafın girdiği yere yerleştirip..
künt uclu vidayı hafifçe sıkıyoruz...

böylece.. hem cilde zarar gelmiyor hem de..
kitap düşmüyor..
üzerindekilerle birlikte..

üzerinde ne mi var..
sık sık değişir..
ama şimdilik bunlar..


ne dersiniz..

ya daşöyle minimalist bir yaklaşım için tık deyip kitaplık kurduna geçiniz.....




Image Hosted by ImageShack.us

yaz tahtaya ya da kutuya.. kitaplık kurdu için.. karatahta boyalı kutu tarifi..

$
0
0

bu fikir aklıma çekirdek sayesinde geldi..
arkadaşının doğum günü için bir armağan almış..
bana kutu al diye tutturdu..
ama bulamadım bir kutu..
evde bir kaç kutu vardı beğenmedi.. sinirlendi..
sonunda bir saat kutusu bulduk çoğu yeri siyahtı..
ama üzerinde markanın yazılı olduğu yer işi bozuyordu..
du ben bunu kara tahta boyasıyla boyayayım dedim..
nasıl yani dedi..
boyadım.. kurttuk..
üzerine tebeşirle bir pasta bir güleryüz çizdi.. pek memnun gitti..

şimdi elde ve evde yapılmış armağanlar için aklımda duruyor bu fikir..
o yüzden toplamacı ben kutu da toplar durumdayım =)..

bu kutuda çikolata geldi..
kutu siyah..
arada macenta bandıyla çok havalı..

bu hafta sonu ..
kitapla olmasa da..
karatahtayla yazıyla ilgili bir proje..

malzeme..
alçı veya derz..
siyah akrilik boya 
su
zımpara kağıdı ve ..
tebeşir..


siyah akrilik boya (3 ölçü) ile.. alçıyı (1 ölçü) karıştırıyoruz.. azıcık su katıyoruz (1 ölçü)
ben artık göz kararı yapıyorum .. zira çok az hazırlıyorum..
zira çabuk kuruyor.. heder oluyor..

sonrası pek kolay..
bir saatlik iş..
boyayı sür..
özellikle firma adının yazılı olduğu yeri iyice kalın boya ki.. farkedilmez hale gelsin..
bırak kurusun..
hafifçe zımparala.. alçı topakları kaybolsun..
sonra tebeşiri uzunlamasına kullanarak..
beyaza boya.. buna boyayı çalıştırmak diyoruz..
sonra nemli bezle sil..tebeşiri..
kurudu mu..
yaz üzerine istediğini..
sil başka şey yaz..

iiisi piiizi.. =D..
kolay gelsin diyorum..

bu malzemeleri..
şöyle ediniyorsunuz..
çevredeki tüm ustalardan..
azcık alçın var mı ..
ya bana bi avuç derz lazım sizde açık var mı diyor ve toparlıyorsun..
koca çuvalları satın almaya gerek yok..
siyah boyada değişmezim.. alpinanın akrilik renklendiricileri..

Image Hosted by ImageShack.us

kitaplık kurdu için.. ve atalet için.. çalışma yazma okuma köşesi..

$
0
0
aslında epeyi zaman önce  başladı bu çalışma masasının öyküsü..
değişip gelişerek bu hale geldi..


bugün ise.. bu hale..


bu artık son hali şimdilik..

kapakta vircinyam volfum olmalıydı..
kendine ait bir oda olmalıydı..
kolaj yapıldı ama..
sanki bitmiş gibi olmadı..
önce..

kuru fırça tekniğiyle.. yani olabildiğince az boya aldığım fırçayı hafifçe sürmek üzere.. o simsiyah..
boyaları biraz hafiflettim..



sonra boyacıların kullandığı az yapışan bir bantla..
işaretler koydum amacım..
kitap gibi göstermek kapaktaki çalışmayı..
mükemmel olmasına gerek yok andırsa yeter..
o yüzden önce bir kitap koydum .. baktım o açıda dursa yanları ve kenarı nasıl görünürdü diye..
sonra maskeleme bandıyla işaretledim.


yine kuru fırça ile geçtim siyahla.. 
bandı hemen çıkardım..
boya kurumadan..
sonra..


elimdeki bej rengi boyayı birazkirlettim.. renklendirici ile.
 olmasaydı azcık siyah katabilirdim.. o da yoksa..
kahve katardım =)..





oluşan koyu rengi yine kuru fırça olarak geçtim..
sonra hemen kağıt havluyla fazlasını aldım..
kuruyunca..
zımpara ile azcık eskittim hafiflettim boyaları..
balmumu cila ile
korumaya aldım..

 son hali budur bence de süperdir..


bu da ışığın sönük halidir..

peki içi nasıldır..
 uzaktan böyledir..
her zaman değil ama..
şu an fotoğraf çekileceği için bu kadar düzgün..
genelde pek dağınık olur..
=)
kalemlik ıvır zıvır koymak için eskicilerden topladığım sütlükleri kullanıyorum..
içinde çukulataymış.. hediyeymiş.. gelen her ktu bir göreve atanıyor..
kırtasiye tutkunluğum var benim..
kutularda saklayınca bulmak kolay oluyor..

kapağın içi..
eski not kağıtları kitap sayfaları biletler.. kitapçıların ambalaj kağıtları ile kaplı..
ve en sevdiğim yazarlanrdan birinin..
tezer özlünün..
onuncu ölüm yıldönümünde gazetede yayınlanan anma yazısı..
özgürlük lafı geçince tepesine bir martı deseni..
tezerin nefis fotoğrafına da bir taç eklenmiş olarak..

evet bu çalışma masası artık tamamen benim..
her köşesi ile atalet sindi her yanına..

kolay olsun kraftınız..
yok mu hala..
eh ama ne duruyorsunuz..
hadi..
kişiselleştirin bir köşeyi..
nesneyi..
eşyayı..
çok kolay ..
görmüyor musunuz...


Image Hosted by ImageShack.us

kendi dekoratörü olmak..1

$
0
0
kitaplığı temizlerken eski bir dosya geçti elime..
atalet çok ev değiştirdi
şu anda oturduğu evi bile üç kere yeniden yapılandırdı..
işte bu dosya da..
artık altıncı ev yeniden düzenleme işinin dosyası..
nerenin nasıl olacağı ile ilgili notları ve dergilerden kestiği resimlerle bir araya gelip bir proje çantası oluşturmuş..

bir ev ya da odayı düzenlerken ya da diyelim yeni eşya alırken ya da.. 
çocuğunuz büyüdü odasını düzeltirken..
önce bol bol fotoğraf bakın diyorlar dekorasyon guruları..
beğendiğiniz fotoğrafları bir dosyada toplayın..
sonra ortak özelliklerine bakın..
böylece neyi beğendiğinizi tam olarak görebilirsiniz derler..

işte bu öyle bir dosya..
dergilerden fotoğtaflar..
ve benim naçizane çizimlerim..
odanın neresine ne gelecek..
ne alınmalı .. elimdeki hangi eşyayı olduğu gibi.. ya da..
değiştirerek kullanmalı gibi..
notlarda kendi halimde iken dilimin ne kadar kirli olduğunu göreceksiniz..
o yüzden baştan söyleyim..
aslında yabancı sözcük kullanmayı sevmediğimi biliyorsunuz..
ama eğer bir dakika önce yabancı dilde birşey okuduysam izlediysem..
sözcükler kaçışır.. yabancıları yer kapar kafamda..
doğru sözcüğü bulmaya çalışsam.. bu sefer ilham kaçışır..
o nedenle.. püskül yerine tassel diyebilirim durduk yerde.. =)..
türkçe ve siz.. bu gizli saklı dosyadaki böyle hataları affedin başı baştan..

aşağıda planını verdiğim yer evin yarı bodrum katı.. 34 metrekarelik bir alan..
yarı bodrum ama çılgınca aydınlık bir yer..
 ilk hali tamamen açık pladı..
bazı alanlar kapatılınca elimizde kocaman bir alan kaldı..
çocuks o zaman 12 ve 7 yaşlarında olduğundan..
birlikte vakit geçirmek için..
bu alanı bir yaşam alanına çevirmek istedim..
televizyon izlenecek.. bilgisayarların da olacağı benim hobi malzemelerimin de duracağı bir alan olacaktı böylece kendi odalarımız sadece uyumak.. giyinmek ve çocuklar ders çalışırken kullanacağı yerler olacaktı..
birileri bilgisayarda iken diğeri resim yapıp bir başkası da televizyon izleyecekti..
aile bir arada olacaktı..

oldu da..

sonradan başka amaçlara döndü o oda.. ve elimde fotoğrafı yok malesef..
o zamanlar bir bloğum olacağı ve bunları yayınlayacağımı bilmiyordum..

ama elime dosya geçince..
ben de..
yeniden bir değiştirme dönüştürme projesinin orta yerinde olunca..
bir açıklama gibi olsun diye düşündüm.. ve ekledim..bunu..


ortak yaşam alanımızın planı.. 
planın devamı
planda açıklandığı üzere.. odanın her bölümü bir aktivite için kullanıldı..

duvar örülüp kapalı alan haline getirilen bir alanda evin komuta merkezi var..
kombiler filan..
benim içinse o üzerine resim asılacak önüne televizyon konulacak  bir yüzey artık..
II alan bilgisayar alanı..
oraya bir marangoza iki kişilik bir çalışma alanı planlanarak yaptırıldı..
III alan .. oturma alanı.. ve orada yapılacakların listesi ayrıntılı şekilde yazılmış..
IV alan ise benim hobi ve evin diğer ıvır zıvırlarının konulacağı alan..
yine bir duvar örüldüğünden..
kanapenin dayanacağı duvar o benim için..

kaplanacak olan kanepenin ilham kaynağı.. 

şu üstteki resme bakarsanız aslında birçok konu açıklık kazanır..

listeme göre.. elimizde bir kırmızı koltuk olduğunu biliyoruz.. 
o koltuk 21liğin odasında dururdu..
saime hanımın evinden gelmişti bana..
onun en sevdiği koltuktu..

bu fotoğraftaki kırmızılar ilham vermiş..
koltuk kendi halinde bırakılsın denmiş..listede..

kırmızı sandık ise..
cemal beyin fırat nehrine düşüp.. 3 km ötede sudan kurtarılan sandığı..
kendisi tarafından üzerindeki askeri gri renkteki kumaşlar sökülüp
kırmızı döşemelik kumaşla kaplanmıştı..
ben bu işleri nerden öğrendim sanıyorsunuz..
elbet ki evden..
görgülü kuşlar gördüğünü işler..

kanapeyi taş tengi yapıyoruz..
kırmızı diğer şeyleri kullanıyoruz..
beyaz sehpa dediğimiz şey..
bu yazıda  da bahsi geçen.. şu fotoğraftaki masa..



listeye bakılırsa o zaman da bahçedeymiş..
sonra yaşam alanında kullanılmış.. ve şimdi yine bahçeye dönmüş.. =)

gelelim bu tarzda çalışmak ne kadar başarılı..
uygulamada ne oldu ..
oturma alanında..
lacivert kanape vizon oldu..ama 
kırmızı koltuk da kaplanmak zorunda kaldı çünkü..
o zamanlar 21liğin odasında idi ya.. işte tam o ara üzerine asla çıkmayacak bir leke yapan bişey döküldü..

kanape koltuk aynen plandaki yerlerine kondu.. ikisinin arasına beyaz kare masa ..
ortaya kırmızı sandık sehpa olarak kondu..
gerçekten çekirdeğin odasındaki lamba ayaklı lamba oraya alındı..
kırmızı aksesuar renk olarak kullanıldı..
ama kırmızı  duvar sanatı yapılamadı..

aksesuar olarak taşlar dallar kullanıldı gerçekten..
bu çalışma alanının son hali.. şu andaki kullanılma şekli..
o zamanlar iki çocuğun bilgisayarı.. printır skenır iki eş çalışma sandalyesi ..onların dergileri kitapları ile dolu idi..

çalışma alanında marangoz çok iyi iş çıkardı.. ve 
iki çocuk hep gözümüzün önünde oldu..
süper hafta sonları geçirdik bu alanda..
kanape alılabilir bir kanape olduğundan dört kişi kedi ailesi gibi yayılıp filmler izledik sosis patates sefaları yaptık..
patlamış mısırlar yedik dividiler izlerken.
ben birçok blog yazısı ekledim onlar film izlerken..
yaklaşık iki sene bu şekilde kullandık odayı..
sonra yaşlar değişti..
yaşam değişti..
21llik büyüdü.. sınav hazırlık zamanı geldi.
sürekli hocalar gelip gitmeye başladı eve..
test kitapları doldurdu odasını..
daha geniş bir alana gerek duydu ve bu kata o taşındı..
biz de onun odasını bir yaşam alanı yapıp taşındık..
dediğim gibi.. bu çok başarılı bir yazı değil..
ama en azından bir örnek diye düşünüyorum.. 

biraz karışık biraz yetersiz..
ama prensibi tekrarlayarak bitirirsek..

herhangi bir değişiklik yapacağınızda..
odanın şekli..
prizler radyatörler elektrik düğmeleri kapı ve pencerelerin yerinin olduğu bir kaba plan olsun elinizde..

dergilerden gördüğünüz ya da şu yeni mantar panolara beğendiğiniz her resmi biriktirin..
sonra bakın bakalım..
neleri hoşunuza gitmiş resimlerin..
neden gitmiş..

sonra elinizde olan ve kullanacağınız eşyaları yerleştirin planın üzerine..
ufak listeler hazırlayın neler değişecek neler alınmalı diye..

en az masrafla..
en içinize sinecek ortamı işte böyle yaratırsınız..














Image Hosted by ImageShack.us

kendi dekoratörün olmak 2..

$
0
0


gelelim çekirdeğin odasına.
ilk odası.. bu evdeki..

 toplamda 4 oda 7 dekorasyon türü değişti.. 
aşağı yukarı her seferinde benzer sistem uygulandı..

bu kez uzun anlatmayacağım..
planı ve ilham fotolarını eklemek istedim sadece.. 

sonucun fotoğrafı yok yine..

ama uçuk pembe yatak örtüsü..
soldaki ilk fotoğraftakine çok benzer bir nevresim takımı ..
ve evet pelüş ve sim işli yastıkları ve hatta payetli yastıkları vardı.. her tonda pembeden..
antika bir gardrobu vardı.. şu anda buduarda duran ve beyaza boyanmış olan gardrop..
karyola etekleri vardı eski odasındaki  morumsu mavi ve çilek pembesi organze tüllerden yapılmış olan..

 baş ucunda goblen nakışı bir balerin tablo asılı idi..
puantlarının  bağcıklarını bağlayan bir küçük kız..
kara saçlı aynı çekirdeğin kendisi gibi..

bale yapıyordu o zamanlar çekirdek..
ama ilk puantları ve patikleri hala çerçevelenecek.. proje olarak duruyor.. ne ayıp bana.. =P..



Image Hosted by ImageShack.us

siyah barok bir piyanoya göre oda döşemek... kendi dekoratörü olmak.. 3

$
0
0
neden kendi dekoratörün olmalı yazılarına başladım diye merak edenlere..
aslında tamamen kitaplıkta bulduğum dosya yol açtı buna..
ama aynı zamanda..

hiç durmadan değiştirip dönüştürmekle ilgili 
iyi bir örnek diye de düşündüm..

şimdi..
yeni bir projenin başındayım ve çok hızlı  oluşuyor ..
neden..
çünkü.. önceden çalışmıştım zaten..konuyu..

eski eşyaları sevdiğimi herkes biliyor..
ve eşyalarla aramda kurduğum bir aşk ilişkisi olduğunu da..
ben onların benimle yaşamışlıklarını seviyorum..

evdeki her bir eşya.. her odada her yaşam döneminde bizimle olmuş durumda..
anılar dökülüyor kapaklarını açtığımda..

elimi sürdüğümde fısıldıyorlar..
yardımcı kadınımın hiç durmadan aman ne uğraşıyorsun at gitsin  atalet hanım demelerine sinirlenmem de o yüzden..
arada bir şeytan dürtüyor..
at hepsini diyor bana da..
ama sakinleşince anlıyorum ki..
attığım yerden koşa koşa geri almaya giderim ben onları..

şimdi bu blogda..

geçen sene beni esir alan türkuaz mavi çekimini.. de.. 

bu yıl kahverengi kanapeden kurtulduğumu da yazdım biryerlerde..
gittiii bittiiii..

elimde bir aynanın altında koca bi boşluk kaldı.. 
süper dedim.. ve önce iki berjeri çektim.. yan yana.. tam karşısında duran ve ondan da nefrettiğim süper düper ultra modern cam ve kromaj ve asla saklanamaz yok edilemez.. 
televizyon sehpasından da kurtuldum acilen..
şunlardan istiyordum..





yani eski bir dolap istiyordum.. ve evde bir çok böyle dolap vardı..
televizyonun tek bir nesne gibi odayı ezip geçmesini istemiyordum..
o yüzden etrafında da hareket olmalıydı.. 

sonuçta şöyle bir görünüm oluşmuştu...


iki yandaki vazolar ve çiçekler tevenin yüksekliğini yakalıyordu..
gözümü rahatsız etmiyordu. iyidi idare ederdi..

o alanda artık sadece..
sıraya  iki dolap.. biri televizyonluk niyetine..
karşısında da iki berjer kaldı ve bu süper ferah teve izleme.. 
blog yazma kediyle aşk yapma.. 
çekirdekle sohbet alanında mutlu mesut yaşıyordum ben..
ta ki..

çekirdeğe piyano alınması gerekene kadar..
çekirdek müzik öğrencisi saksafon çalıyor ve piyanosu da vardı.. 
ama artık daha iyi bir sanatçı piyanosu gerektiğine karar verildi..
ve alındı bir adet piyano..
kahverengi kanapeden boşalan yere geldi..

siyah lake ve büyük..



sevimli dolap dizimi bir anda eski püskü.. itilmiş kakılmış hale getirdi..
o parlak barok şıklığı ile..

benim eşyalarla ilgili bir saplantım yok aslında..
ama gözüm serbest dolaşırken birbirini tanımayan şeyler üzerinde zıplamaya başladı mı..
cümle arasına manasız serpiştirilmiş ünlem işareti etkisi yapıyor bende..
gevşeyemiyorum..

çekirdeğin dediği gibi siyah ne abi.. siyah ne ??..

ve lake..
ama güzel de..
bu durumda.. şimdi.. 
hemen ..




bunlara bakmaya başladım..

ben  yine yeniden dekor çalışmalarına düşmüş durumdayken..
tüm o dolap silsilesini çare yok.. siyaha boyayacağım dediğimde.. ama bu bile içime sinmediğinde.. 

daha önce büyük ve parlak ve masif deyip başka evlere evlatlık verdiğim  
eski yemek odası takımının .. 
maun büfesi.. birden o evlere sığmaz hale geldiğini öğrendim..

ve tekerlekler dönmeye başladı beynimde yine..
benim.. pazar günlerini eşini pikniğe götürmeye meraklı marangoza devrettim büfeye siyah boya atılma işini..
evin ortasında onca büyük bir boya projesi yapasım yok..
eğer yapsaydım.. 
ki bir ara niyetlendim ama bir fırça yedim.. yeter ama artık babında..
bir zımpara..
kara tahta boyası..
ve vernikle halledecektim bu işi..
=)..
şimdi marangoz hallediyor..

ve o geldiğinde..
onca parlak siyahı hafifletmek gerecek..

mesela şu halı ile..

ya da şu..



lamba şapkasının gri tonuna geçmesi gerekebilir.. 

ya da geçmez..
şimdilik bu kadar ipucu yeter.. size.. yavaş yavaş devamı gelecek bakalım.. 







Image Hosted by ImageShack.us
Viewing all 86 articles
Browse latest View live